tag:blogger.com,1999:blog-81779074794383785332024-03-14T09:12:36.883-07:00Konulu Harita Doğaya , farklı Coğrafyalara Yolculuk Anıları.
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.comBlogger16125tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-86924892990670949312015-12-01T14:53:00.000-08:002016-10-28T05:36:53.460-07:00Sonbahar'da YedigöllerSonbaharın son demlerinde, Kasım ayının son haftasında buradayım. Milli parka vardığımızda sararmış yaprakların büyük çoğunluğu yerlere dökülmüştü. Yerlerde yaprak birikintilerinin kalınlığı yer yer 30-40 cm diyebilirim. Üzerlerinde yuvarlanması, uyuması pek keyifli. Puf gibi.<br />
<br />
<b>Yedigöllere ulaşım </b>için gitmeden internette farklı yorumlar, rota tavsiyeleri okusam da en güncel bilgiyi paylaşıyorum. 2015 yılı Kurban Bayramından önce belediye Bolu içinden giden yolu asfaltlamış ve yollar oldukça düzgün. Tabi bu beraberinde ulaşımı kolaylaştırdığı için ziyaretçi sayısını arttırmış ve hafta sonları parkın içi oldukça kalabalık oluyor. Hatta milli parka araç ile girip çıkmak, dar yollarda oldukça stresli ve yorucu(Çok ciddi sinir bozucu). Yol kenarına park edilen araçlar nedeniyle yol tek şeride düşüyor ve uzun araç kuyrukları oluşuyor. Eğer sizde kalabalıkla karşılaştıysanız aracı girişe yakın bir yerlerde terk etmenizi tavsiye ederim.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-xAatA2jWLow/WBJ1UNMAugI/AAAAAAAACUo/-IjEL5vozQME0vsX3pg8VWFB9xSO2P9PgCEw/s1600/IMG_8711.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://3.bp.blogspot.com/-xAatA2jWLow/WBJ1UNMAugI/AAAAAAAACUo/-IjEL5vozQME0vsX3pg8VWFB9xSO2P9PgCEw/s320/IMG_8711.JPG" width="270" /></a><a href="https://1.bp.blogspot.com/-xASpLOWPAmY/WBJ1dHSDXvI/AAAAAAAACUw/m4SYwTKW9y0EYn-ODcAatBoqbrEgiaK3QCEw/s1600/IMG_8803.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://1.bp.blogspot.com/-xASpLOWPAmY/WBJ1dHSDXvI/AAAAAAAACUw/m4SYwTKW9y0EYn-ODcAatBoqbrEgiaK3QCEw/s320/IMG_8803.JPG" width="270" /></a></div>
<br />
Genel olarak ziyaretçiler günü birlik geldiği için akşam ortam biraz daha sakinleşiyor. Büyükgöl ve Deringöl etrafında daha fazla kampçı oluyor. Burada restaurant ve tuvalette bulunmaktadır. Bende bu sefer Büyükgöl yanında kamp yapmış olsam da bir sonraki sefer gittiğimde Nazlıgöl'ü tercih ederim. Hatta Nazlıgöl'ün Güneyinden göle doğru akan derenin kenarında yerimi belirledim bile. Ayrıca Nazlıgöl, Bolu tarafından parka girince karşınıza çıkan ilk göl. Yukarıda bahsettiğim gibi aracı girişe yakın terk edip, buraya eşyalarınızı taşımakta kolay olacaktır.<br />
<br />
Bolu yönünden gelirken yol kenarına kurulmuş yerlerde, açık havada gözleme ve haşlanmış patates yemenizi tavsiye ederim.<br />
<br />
Bonus: İstanbul üzerinden gelenler için Abant Gölü yolunuz üzerinde.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-6bHZLSY1efg/WBJ1JoXsijI/AAAAAAAACUc/au7DKS5keDgKXTkIFEZ7WASjK0UjbmotQCEw/s1600/IMG_8750.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://4.bp.blogspot.com/-6bHZLSY1efg/WBJ1JoXsijI/AAAAAAAACUc/au7DKS5keDgKXTkIFEZ7WASjK0UjbmotQCEw/s320/IMG_8750.JPG" width="270" /></a><a href="https://4.bp.blogspot.com/-0wLWb6a2a_A/WBJ1T5n2boI/AAAAAAAACUg/Bl0zmK4koSMLz1Do0zlHVoWbe3AP898ZQCEw/s1600/IMG_8742.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://4.bp.blogspot.com/-0wLWb6a2a_A/WBJ1T5n2boI/AAAAAAAACUg/Bl0zmK4koSMLz1Do0zlHVoWbe3AP898ZQCEw/s320/IMG_8742.JPG" width="270" /></a></div>
<br />CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-17101460333238984392015-11-28T18:29:00.000-08:002016-03-15T14:13:53.761-07:00Likya Yolu, Gelidonya Feneri>Olympos<div style="text-align: justify;">
Likya yolu gitgide popülerleşiyor ve sanırım en popüler etabı için yazıyorum.Belki size de eser ve hafta sonunu buralarda değerlendirirsiniz. Ara sıra arkadaşlarımla yaptığım 2 günlük yürüyüşlerden anlatacağım. Öncelikle her zaman finali Olympos'ta yapmak keyifli oluyor ve en az 1 gece kalıp Olympos'un olmazsa olmazı yıldızlı geceleri ile bitirmek yorgunluğunuzu alıp götürüyor. Işıl ışıl şehirlerimizin ardından insanın kendini dinlediği ve gök küre altında kendi kendine biz kimiz dediği, Olympos sahili... Ama bir kaç yıldır saat 22.00'den sonra sahile gitmenize izin verilmiyor. O yüzden 22.00 'den önce kontrol noktasını geçip, istediğiniz kadar üşüyene dek kalabilirsiniz.Yani ben üşüyorum, sizi bilmem. Bir sır daha vereyim eğer dalgalara dikkatli bakarsanız azda olsa mavi mavi parıldayan yakamozları görebilirsiniz(bkz. Biyolüminesans).</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-byt_-opbCdo/VlpVZeHFxLI/AAAAAAAACQ4/bBthtgExg54/s1600/IMG_8305-002.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"> <img border="0" height="213" src="https://2.bp.blogspot.com/-byt_-opbCdo/VlpVZeHFxLI/AAAAAAAACQ4/bBthtgExg54/s320/IMG_8305-002.JPG" width="300" /></a></div>
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-o44qicwtTuI/VlpVZXFP0cI/AAAAAAAACQ4/tAEmHMQCaL0/s1600/IMG_8320-003.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://2.bp.blogspot.com/-o44qicwtTuI/VlpVZXFP0cI/AAAAAAAACQ4/tAEmHMQCaL0/s320/IMG_8320-003.JPG" width="300" /></a>
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
Finali hazırladığımıza göre planı yazıyorum. Kumluca Mavikent yol ayrımından yürümeye başlayıp beyaz evlerin hakim olduğu Karaöz köyündeki son bakkaldan ekmeği suyu da çantaya yükleyip, Korsan koyunu geçerek Gelidonya Feneri'ne ulaşıyoruz. Türkiye haritasına bakınca Batı Akdeniz'de kendini çokça belli eden Güney'e doğru uzanan burundayız. Burası uyumaya değer bir nokta. Gün geceye doğru dönerken manzarası ve sakinliğiyle, karanlığı aydınlatan feneri ve kokusuyla özel bir yer. Zeytin ağacının altında bir gece geçirip, güneş yükselmeden sulu ada manzarası ile Adrasan'a yürüyoruz. Yürüyüş pek inişli çıkışlı olmayıp susuz geçiyor. Sonunda tabi ki manzara var. Ve ardından mutlu son, karşınıza çıkan terk edilmiş deve çiftliğinde su da bulunuyor. Sonrası sallana sallana öğleden önce koya inmek oluyor. Adrasan ve Olympos arasında Musa Dağı var. Aynı günde başka bir manzaralı yürüyüşle burası geçilebileceği gibi, Adrasan'da öğleyi geçirip geceyi Musa Dağında da uyuyabilirsiniz. Ya da kolay yoldan bir araçla Olympos'a devam edebilirsiniz. Başta dediğim gibi hafta sonu planı olarak yazıyorum. Tabi ki bir de diğer ucu var bu yolun. Phasellis'i ziyaret edip, Ulupınar'dan Yanartaş'a geçip Çıralı'dan da gelebilirsiniz. Her yol Olympos diyerek huzur garantili hafta sonu yürüyüşü yazmak istedim.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-dAtQKkQavcM/VlpVKx5q2GI/AAAAAAAACQ4/fU1kYsWwePs/s1600/DSCN0273.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-dAtQKkQavcM/VlpVKx5q2GI/AAAAAAAACQ4/fU1kYsWwePs/s200/DSCN0273.JPG" width="190" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-Q1CzPfiCbmM/VlpVHKAOK_I/AAAAAAAACQ4/fr2DeF5ZBbA/s1600/DSCN0015.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-Q1CzPfiCbmM/VlpVHKAOK_I/AAAAAAAACQ4/fr2DeF5ZBbA/s200/DSCN0015.JPG" width="190" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-DsHUuulHSGI/VlpVYqfT-NI/AAAAAAAACQ4/4MDGwPqW3W4/s1600/DSCN0423_4_5_fused.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="149" src="https://3.bp.blogspot.com/-DsHUuulHSGI/VlpVYqfT-NI/AAAAAAAACQ4/4MDGwPqW3W4/s200/DSCN0423_4_5_fused.jpg" width="190" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu rotalar hakkında detaylı anlatılan yazılar bulacağınızdan eminim. Ama akıllarda kalanlardan bahsedeyim.<br />
<br />
<ul>
<li>Yanınıza almanız gereken en önemli şey sinkov yada off. Belkide su ve şaraptan sonra en önemli şey. </li>
<li>Eğer pekte kamp yapmayan biri iseniz yada yanınızda böyle biri varsa biraz kireç alıp çadırınız etrafına dökebilirsiniz. Börtü böcekten yana içiniz rahat olur.</li>
<li>Arı sokmalarına karşı panzehir alabilirsiniz. Bugüne kadar hiç almadım ama aklıma geldi.</li>
<li>Gereken su miktarını iyi hesaplayın. Su taşımaya üşenmeyin. Aslında en önemli nokta bu.Bol bol su alın.</li>
</ul>
Ben bir kere domuz ile karşılaşmıştım. Hatta aileydiler, birkaç tane birden. Bir bakış atıp gittiler. :)</div>
<div style="text-align: justify;">
Ay'sız geceler tavsiye edilir. Hele birde gök taşı yağmuruna denk getirirseniz doyulmaz izleme keyfine.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bonus: Olympos'ta güneş hep denizden doğar.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/LYCIANWAYGELIDONYAOLYMPOS?authuser=0&authkey=Gv1sRgCNiZgY-hz7T_IA&feat=directlink" target="_blank"><img border="0" height="133" src="https://2.bp.blogspot.com/-VjA38GDwfNk/VlpVQKWDStI/AAAAAAAACQ4/L7mieQfAD0U/s200/DSCN0336.JPG" width="200" /></a><span id="goog_739612966"></span><span id="goog_739612967"></span><a href="https://www.blogger.com/"></a></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/LYCIANWAYGELIDONYAOLYMPOS?authuser=0&authkey=Gv1sRgCNiZgY-hz7T_IA&feat=directlink" target="_blank"><b>Diğer Likya Yolu Fotoğraflarım için Tıklayınız.</b></a></div>
</div>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com2Yeşilköy/Kumluca/Antalya, Türkiye36.215194215471833 30.40843963623046936.189572715471833 30.36809913623047 36.240815715471832 30.448780136230468tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-75957077034515768412015-03-26T16:54:00.000-07:002015-07-16T13:34:49.313-07:00Vltava Nehri - Prag <div style="text-align: justify;">
Avrupa'nın en turistik 3. şehri hakkında internette yeterince bilgi bulmak kolay. Bu güzel şehir için biraz fazla vakit ayırdıysanız ve şehir merkezlerinde sadece Turist görmekten, (hatta Prag'ta Çek birini bile görememiş olabilirsiniz) sıkıldıysanız, bu fikirde benden olsun.<br />
<br /></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-h4Yg5QBo14E/VRSG3M2WjwI/AAAAAAAACIk/5qEGeFaXv0E/s1600/DSCN8766.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-h4Yg5QBo14E/VRSG3M2WjwI/AAAAAAAACIk/5qEGeFaXv0E/s1600/DSCN8766.JPG" height="133" width="200" /></a>Prag'ı ikiye bölen Vltava Nehri üzerinde bir gezintinin hikayesidir bu. 210 Kron'a(21 lira) 4 saatte huzur doldurur insana. (bkz. boat trip to Slapy)<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Başkentlerin asık suratlı soğuk insanlarının aksine kırsalın güler yüzüyle karşılatır bu yolculuk sizi. Tekneniz nehirde ilerlerken yamaçlardaki evlerden çan sesleri duyarsınız. Ahooooj! (Ahoy!) haykırışları yükselir yaşlı amcalardan. Çocuk gibi herkes birbirine el sallar gülümseyerek. Yolculuk boyunca bunu defalarca yapmak hiç ama hiç yormaz insanı. Biraz da olsa kalıplar olmadan yaşanır.<br />
<br />
Nehir'de tekne gezintisi. Aslında bizim ülkemizde pekte olmayan bir etkinlik. Beklenti de düşük oluyor hayliyle. Ama tekneniz Panama kanalında ki gibi su havuzlarına girip barajları aşması insana küçük heyecanlar yaşatıyor. Gitgide yükselen barajlarda, hissedilen tedirginlik artıyor, gökyüzünü görebilmek için daha fazla kafanızı kaldırmanız gerekiyor. Beşinci barajda, havuzun devasa kapıları üzerinize kapandığında ise etraf kararıyor ve insan kendini adeta bir kuyunun dibinde gibi hissediyor. Gökyüzünü sadece bir çerçevede görebiliyorum. Fokur fokur suların içeri dolmaya başlamasıyla aydınlık doluyor içeriye. Sadece bu mühendisliği düşünmek bile bu gün için güzel bir deneyim.<br />
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-SNV18A1yFw0/VRSFbbJAauI/AAAAAAAACIk/FzmfUXH_O00/s1600/DSCN8707.JPG" imageanchor="1" style="display: inline !important; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-SNV18A1yFw0/VRSFbbJAauI/AAAAAAAACIk/FzmfUXH_O00/s1600/DSCN8707.JPG" height="150" width="180" /></a><a href="http://2.bp.blogspot.com/-t82yFFmQWTQ/VRSFjaYLKJI/AAAAAAAACIk/aD9-L-mFEZI/s1600/DSCN8708-001.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-t82yFFmQWTQ/VRSFjaYLKJI/AAAAAAAACIk/aD9-L-mFEZI/s1600/DSCN8708-001.JPG" height="150" width="180" /></a><a href="http://1.bp.blogspot.com/-E7GiDRIb6qc/VRSFhNiLRVI/AAAAAAAACIk/3NRvhSnKlug/s1600/DSCN8691-001.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-E7GiDRIb6qc/VRSFhNiLRVI/AAAAAAAACIk/3NRvhSnKlug/s1600/DSCN8691-001.JPG" height="150" width="180" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Tabi yolculuk boyunca yeşil eksik etmiyor kendini. Bulutlu bu günde yağmurdan sonra ayrı bir parlıyordu yeşil. Rengin hakkını veriyordu bitkiler. Zaten yaş dan gelmemiş midir yeşil. Hollywood'un Vietnam filmlerinde ki hissettiriyor insana.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Biz gemiyi Trebenice de terk edip, patikadan yürüyerek Stechovice'ye doğru geri dönüyoruz. Birçok işaretlenmiş rota mevcut bölgede. Bir buçuk saatlik yürüyüş sonunda, nehir kenarında bir siyah bira keyfe keyif ekliyor. Otobüsle 5 liraya'da dönüyoruz Prag'a. Akşam güneşi vuruyor çiftlere.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-GEWc_ItNUag/VRSHaktXFOI/AAAAAAAACIk/uY952xWz-gQ/s1600/DSCN8798.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-GEWc_ItNUag/VRSHaktXFOI/AAAAAAAACIk/uY952xWz-gQ/s1600/DSCN8798.JPG" height="214" width="300" /></a><a href="http://2.bp.blogspot.com/-7NeorkQUqeg/VRSHbGBG09I/AAAAAAAACIk/iThWz7XiVqw/s1600/DSCN8815.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-7NeorkQUqeg/VRSHbGBG09I/AAAAAAAACIk/iThWz7XiVqw/s1600/DSCN8815.JPG" height="214" width="300" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/PragStechoviceVltavaTrip?authuser=0&authkey=Gv1sRgCOb6qYW8roPQtQE&feat=directlink" target="_blank">Vltava Gezintisi-Prag Fotoğraflarım için buraya</a></span></div>
</div>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-64416965758621990852013-06-30T16:30:00.000-07:002016-10-14T17:00:02.654-07:00Kızılırmak Deltası <div class="MsoNormal">
<div class="" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Kızılırmak Deltası- Kuş Cennetine zamanı tutturamayınca kuşların olmadığı dönemde gidiyoruz.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-LtkOg3_n_K4/UtW8PpW5zAI/AAAAAAAAB8U/Fkz1BQH0mXo/s1600/IMG_3787.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><img border="0" height="113" src="https://3.bp.blogspot.com/-LtkOg3_n_K4/UtW8PpW5zAI/AAAAAAAAB8U/Fkz1BQH0mXo/s1600/IMG_3787.JPG" width="170" /></span></a><br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Yola Samsun'dan külüstür bisikletimle çıkacağımı duyanlar “bu bisiklet gitmez “ dese de, buraların bisikletle keyifli olacağını hayal ederek bisikletten vazgeçmiyorum. Bisiklette hakkıyla, tıkırtısıyla Samsun’dan Kızılırmak deltasina 110 km gitti ve geldi. O kabak olmuş lastiği patlamadı bile. Arkasına yeni taktırdığımız bagaj yeri, çadır ve matımızla pek de bir karizmatik göründü. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Samsun'dan sabahın erken saatlerinde yola koyulup, Ondokuz Mayıs ilçesinden deltaya doğru ilerliyoruz. </span>Orman arasında ki gölge yollardan, küçük küçük köylerden geçip sonunda yılın en uzun 2. gününde öğle vakti çıplak düzlüğe geliyoruz.<span style="font-size: 15px; line-height: 17px;"> </span><span style="font-family: inherit;">Öğle sıcağının geçmesini bir ağacın gölgesinde uzanmış beklerken, tepemize dikilen iki yılanla sıçrayıp, yola devam ediyoruz. Ara ara durup göllerin ıssız kıyılarına yürüyoruz.Ortam insana gerçekten hiçbir şeyin ortasında hissi veriyordu. Sessizlik, öğlen sıcağı, göz kamaştıran</span><span style="font-family: inherit;"> göl suları ve aniden sazlıklar arasından tek tük kuşlar yükseliyordu.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-KpUrFGFs-uA/UtW6IHEJaEI/AAAAAAAAB7o/w7xscxgp898/s1600/IMG_3654.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="133" src="https://1.bp.blogspot.com/-KpUrFGFs-uA/UtW6IHEJaEI/AAAAAAAAB7o/w7xscxgp898/s1600/IMG_3654.JPG" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-r8hIfnN0Gws/UtW5N2le-5I/AAAAAAAAB7c/6rSsAalacc8/s1600/IMG_3669.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="133" src="https://3.bp.blogspot.com/-r8hIfnN0Gws/UtW5N2le-5I/AAAAAAAAB7c/6rSsAalacc8/s1600/IMG_3669.JPG" width="200" /></a></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"> Ovanın ortasından etrafı su ve sazlıklarla çevrili yolda püfür püfür ilerliyorduk. Gökyüzü kızıllaşırken yorgunluğumuz ağırlaşıyor, ürkütücü mandalara yakın geçişlerde hızımız aniden artsa da kısa molalarımız çoğalıyordu. Gün batımının yarattığını hoş duyguyla ilerlerken sazlıkların arasından aniden önüme at sürüsü atlaması ve önümden yeleleri dalgalanarak 2-3 saniyelik geçişleri bana masalsı bir an yaşattı. Aniden fren yapmış, aralarında ki beyaz atın dörtnala koşuşunun her anına odaklanmış, zihnimde fotoğraflamıştım. Kendimi belgeselde gibi hissetmiştim.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"></span> <a href="http://1.bp.blogspot.com/-UHLr-RdzzJ4/UtW3bL2ua3I/AAAAAAAAB64/f8_rdewrmcI/s1600/IMG_2950.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="133" src="https://1.bp.blogspot.com/-UHLr-RdzzJ4/UtW3bL2ua3I/AAAAAAAAB64/f8_rdewrmcI/s1600/IMG_2950.JPG" width="200" /></a><a href="http://2.bp.blogspot.com/-YS63rdj23IE/UtW8ACxAWzI/AAAAAAAAB8M/LEvUSFePAxE/s1600/IMG_3803.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="133" src="https://2.bp.blogspot.com/-YS63rdj23IE/UtW8ACxAWzI/AAAAAAAAB8M/LEvUSFePAxE/s1600/IMG_3803.JPG" width="200" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"> Gün sonunda araştırma merkezine ulaştık ve bahçesine çadırımızı kurduk.Yorgunluğun üzerine gün batımında manda sütünden yapılmış dondurma çok iyi geldi. Burada gözlem kulesinin altına yeni açılmış kafe oldukça güzel ve kafenin fiyatları da uygundu. Yolunuz düşerse buraya kahvaltı yapmaya, manda yoğurdu yemeye ve kuş gözlemi için gelmenizi tavsiye ederim. </span></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"> Geceyi yılın en yakın dolunayının ışığında, mandaların haykırışlarıyla geçiriyoruz.Yeni güne güneşten önce başlıyor, at sürülerininin peşine takılıyorum. Biraz korku biraz heyecanla atlara yaklaşıyor, zoom lensim olmadığı için olabildiğince yakından fotoğraflamaya çalışıyorum. An geliyor aralarında kalıyorum ve karşılıklı bakışıyoruz. Benim bir yöne hareketimle onlarda tersine hızla koşuyorlardı.</span></div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-SAb0SRtGUVA/UtW7ZO9tR2I/AAAAAAAAB78/JhJpQDijbBM/s1600/IMG_3753.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="133" src="https://1.bp.blogspot.com/-SAb0SRtGUVA/UtW7ZO9tR2I/AAAAAAAAB78/JhJpQDijbBM/s200/IMG_3753.JPG" width="200" /></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/-ETwj7cZ44cM/UtW4ZHNYSzI/AAAAAAAAB7I/yX-rvzDXj1A/s1600/IMG_3024.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="133" src="https://4.bp.blogspot.com/-ETwj7cZ44cM/UtW4ZHNYSzI/AAAAAAAAB7I/yX-rvzDXj1A/s1600/IMG_3024.JPG" width="200" /></a></span></div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"> Güneşin yükselmeye başlamasıyla ıssız yollarda dönüşe geçiyoruz. Ama mandaların sabah sabah suya girmek istemeyip yolumuzun üzerinde kurulu olmaları bize aniden fren yaptırıyor. Bizim karşılarında ani duruşumuz mandaları irkiltiyor ve gözlerini bize dikiyorlardı. Bu gidebileceğimiz tek yolda durup biraz konsantre oluyoruz ve yüksek adrenalinle başlıyoruz bisikletleri üzerilerine sürmeye. İrkilen mandaların da koşmaya başlamasıyla damarlardaki adrenalinimiz tavan yapıyor ve hızla gidiyoruz. Ürkütücü görüntüleriyle öyle de bir hızlı koşuyor ki bu büyükbaşlar, bize bisikleti soluksuz sürdürüyorlardı. Yol boyunca aralıklı aralıklı bekleyen sürülerin arasından bir bir geçiyoruz. Köylüler yavrusuna dokunmazsan bir şey yapmaz demiş olsa da o yakınlıkta korkudan göz temasına bile girmiyoruz.</span></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"> Yüksek adrenalinle dönüş yolu pek kısa sürdü. Tekrar köy yollarına vardığımızda etrafta gördüğümüz inekler, mandaların ardından bebek yüzlü göründüler. Sallana sallana Samsun asfaltına dönüyoruz. Bizden kaçan mandadan korksak da güzel bir heyecan olmuştu. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"> Yavaş yavaş ölürler</span><br />
Heyecandan kaçınanlar, <span style="font-family: inherit;"> diyoruz.(pablo neruda, yavaş yavaş ölürler)</span><br />
<div style="text-align: center;">
<b><span style="font-size: 20;"><a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/KZLRmakDeltas?authuser=0&authkey=Gv1sRgCJLg7N_M18DsTw&feat=directlink" target="_blank">Diğer Kızılırmak Deltası Fotoğraflarım için buraya.</a> </span></b></div>
</div>
</div>
</div>
</div>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0Bafra, Samsun, Türkiye41.6062013751795 36.1010742187541.5111888751795 35.93971271875 41.701213875179505 36.26243571875tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-13578247544934976812013-06-26T09:20:00.000-07:002016-10-15T14:16:28.053-07:00▲ Triglav Milli Parkı - Slovenya Pek çok kimsenin bilmediği, Slovenya desende Slovakya mı dediği, haritada tavuk şeklindeki yemyeşil ülkenin tek milli parkı.<br />
<br />
Parkın ismi Slovenya bayrağında da simgesi bulunan ülkenin en yüksek dağından geliyor.Slovenler bu dağa çıkmayana gerçek Sloven demiyorlar. Ben de milli parkın birçok bölgesini farklı zamanlarda gezdim ve Slovenya'daki son günlerimde<i><b> I feel sLOVEnia</b></i> dedim ve zirveye doğru yola koyuldum.<br />
<br />
<b><i>Triglav</i></b> <b><i>Dağı</i></b> , İsmini Julian Ceaser'dan alan Julian Alplerinin en yüksek noktası ve 2884 metre yükseklikte. Ben üniversitede ki bir hocamın tavsiyesi ile <b>Pokljuka </b>tarafındaki rotadan çıktım. Zamanım olmadığı için tek günde, toplamda 15-16 saatte çıkış ve iniş yaparak epey yorgun düştüm(1 gece kalmalı önerilir). Patikalar genel olarak kolay olmakla birlikte sadece zirveye doğru son kaya aşaması genel olarak zor. Son aşamada ip açmakta ve emniyet kemeri kullanmakta yarar var.<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-5cIRInXYJwg/UcjhUuBqAjI/AAAAAAAABwY/m5FtZGvzn1E/s1600/DSCN7647.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="158" src="https://4.bp.blogspot.com/-5cIRInXYJwg/UcjhUuBqAjI/AAAAAAAABwY/m5FtZGvzn1E/s200/DSCN7647.JPG" width="200" /></a> <a href="http://3.bp.blogspot.com/-MkVHijCrjmo/Ucjg-lu3MuI/AAAAAAAABwA/Pzj9KCxsbg4/s1600/DSCN75841.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="158" src="https://3.bp.blogspot.com/-MkVHijCrjmo/Ucjg-lu3MuI/AAAAAAAABwA/Pzj9KCxsbg4/s200/DSCN75841.jpg" width="200" /></a> <br />
Milli parkın etrafını saran küçük küçük her kent birbirinden güzel. Etrafınızdan hiç eksilmeyen yeşillik, nehirler, göller, şelaleler içinizde tam bir huzur bırakıyor. Milli park etrafında atacağız 2-3 günlük bir tur aklınızda unutulmaz manzaralar bırakacaktır. Ben size bu yerlerin bazılarından bahsedeyim.<br />
<br />
Slovenya'nın en turistik yerlerinden biri olan<b><i> Bled Gölü</i></b>, manzarası ile "budur işte" dedirtiyor. Alttaki fotoğrafta görülen manzara için 765 metrelik Velika Osojinca tepesine 35-45 dakikalık yürüyüş ile çıkmanız gerekiyor. Göldeki adaya sandalla kürek çekmek bence buradaki en güzel etkinlik ve insanı masalsı gezintiye çıkartıyor. Bled kadar turistlik olmayan özellikle Slovenlerin tercih ettiği Bohinj Gölü de bölgedeki es geçilmemesi gereken bir yer. Ayrıca Vintgar Gorge ise çok yakınınızda(<a href="http://www.bled.si/en/what-to-see/natural-sights/the-vintgar-gorge" target="_blank">bkz. Vintgar Gorge</a>).<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-iBZAQc20ePo/UcjgbRi0yjI/AAAAAAAABvc/4eUl0JdzFKk/s1600/DSCN0429.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="158" src="https://4.bp.blogspot.com/-iBZAQc20ePo/UcjgbRi0yjI/AAAAAAAABvc/4eUl0JdzFKk/s200/DSCN0429.JPG" width="200" /></a> <a href="http://2.bp.blogspot.com/-GLyb6VpJ7OA/UcjgQZVTXyI/AAAAAAAABvI/ZSV_6fCRlDU/s1600/DSCN4649.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="162" src="https://2.bp.blogspot.com/-GLyb6VpJ7OA/UcjgQZVTXyI/AAAAAAAABvI/ZSV_6fCRlDU/s200/DSCN4649.JPG" width="200" /></a><br />
Parkın batı tarafında ise, Slovenya armasında göreceğiniz, ülkenin her tarafında dolaşan nehirlerden biri olan Turkuaz renkli <b><i>Soça Nehri</i></b> doğuyor. Membasına gittiğinizde kayaların arasından çıkan suyun rengi büyülüyor ve adeta insanı içine çekiyor(bkz. izvir Soca). Nehir boyunca küçük şirin kentler güneye doğru diziliyor. Nehirde rafting ve kayak(kano) yapmak oldukça popüler.<br />
<br />
Parkın Kuzey batısında ki <b><i>Vrsiç Geçiti</i></b> özellikle bisikletçilerin ve motosikletçilerin akın ettiği bir yer. 50 U dönüşü yaparak çıkılan 1611 metredeki geçit Alplerin güzel manzarasını sunuyor. Bu zorlu yol, 1. Dünya Savaşı sırasında Rus esir askerlere yaptırılmış. Bölgede ki 1. Dünya Savaşından kalma küçük kale, mağara gibi yerler de aklımda kalanlar arasında. Askerlerin kullandığı tarihi rotalar da meraklıları için işaretlenmiş.<br />
<br />
Bu arada Nova Gorica'da Solkan köprüsünden bungee jumping yapmak hala benimde aklımdadır. Eğer buralara gidiyorsanız aklınızdan bir geçirin derim.<br />
<br />
Hayal edin, planlayın ve gidin bu küçük, yüzde %60'ı ormanlarla kaplı, şirin köyleri-şehirleri olan, şaraplarıyla meşhur, denizi-dağı vadileri-karstik bölgesi-nehirleri ile doğanın birçok rengini sunan ülkeye. :)<br />
<div style="text-align: left;">
<i style="text-align: center;"><b style="font-size: x-large;"> </b><b><a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/TriglavNationalPark?authuser=0&authkey=Gv1sRgCMfFqeyZ54jN7AE&feat=directlink" target="_blank">Tüm Triglav Milli Parkı Fotoğraflarım için Tıklayınız.</a></b></i></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/TriglavNationalPark?authuser=0&authkey=Gv1sRgCMfFqeyZ54jN7AE&feat=directlink" target="_blank"><img border="0" height="240" src="https://2.bp.blogspot.com/-P_XFOFLDQJ0/UcjgCpje7dI/AAAAAAAABu4/UdL5fLuBSkM/s320/DSCN0376.JPG" width="300" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0Triglav, Triglav National Park, Naravni spomenik Triglav, 5232 Soča, Slovenya46.3783333 13.83638880000000920.8562988 -27.472205199999991 71.9003678 55.144982800000008tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-29663047658245882632013-05-02T15:50:00.000-07:002016-10-14T17:27:42.165-07:00Giresun-Kümbet Yaylası Kümbet Yaylası, manzarası ve sakinliğiyle oturup sakin sakin izlemelik bir yer. Burada biz ne yürüyüş, ne de başka bir etkinlik yaptık. Oturarak keyfini çıkardık.<br />
<br />
Yayla, Giresun merkeze yaklaşık 60 km uzaklıktadır. Yolda ara ara HES inşaatlarının arasından geçilse de yeşilin tonları ve dereler güzel bir yere gidildiğinin sinyalini verir. Yaylaya varınca, western filmlerindeki kasabaları andıran düz bir yol ve etrafında ahşap evler karşılıyor. Pide kokusu sarıyor etrafı. Hemen bir tane alıyoruz.Yoldan aldığımız Fındık ezmemiz de tam bu an için. Kahveye geçip manzaraya karşı çayı da yudumladık mı hissediyoruz yaylanın keyfini ( Ya da atıştırmalık yemenin, abur cuburun doyumsuz keyfini).<br />
Kümbet Şenliklerinin de yapıldığı alana(Aymaç) geçiyoruz. Manzara, hava o kadar güzel ki keyif bitmiyor. Karşıda parça parça erimiş karlarla yemyeşil ormanlara karşı, gün batımında çimlere uzanıp açıyoruz şarabımızı. Yaşlı amca ile küçük bir çocuk yaklaşıyor. Çocukla tanışıyorum. Pek bir sessiz Kürşat. Babası terk ettiğinden beri sürekli burnu kanıyormuş. Haftaya da şehre doktora gideceklermiş.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-sF8UaMkC1O0/UZaFK82nl6I/AAAAAAAABqE/n8USYWMYxZc/s1600/IMG_2985-002.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://3.bp.blogspot.com/-sF8UaMkC1O0/UZaFK82nl6I/AAAAAAAABqE/n8USYWMYxZc/s320/IMG_2985-002.JPG" width="300" /></a><a href="http://1.bp.blogspot.com/-QadxuEMwGAg/UZaFyaH2X6I/AAAAAAAABqU/SYK8MPpKOaw/s1600/IMG_3001-002.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://1.bp.blogspot.com/-QadxuEMwGAg/UZaFyaH2X6I/AAAAAAAABqU/SYK8MPpKOaw/s320/IMG_3001-002.JPG" width="300" /></a></div>
<br />
<br />
Alacakaranlık ile birlikte Tekke obasına, kalacağımız yayla evine geçiyoruz. Nasılda şeniz. O anda ne olduysa, aylardır fotoğraf makinemde çıkan hata mesajı da kayboluyor. Tekrar seri fotoğraf çekebiliyorum. Ne diyelim, yayla havası yaradı.<br />
Sobayı yakıp, tereyağında balık(ilk kez tattım), köfteleri de pişirince yok bizden mutlusu.Karanlıkla birlikte Büyük Ayı, Jüpiter, Akrep takımı da beliriyor gökyüzünde. Hala bir gece şehirden uzaklaşıp, gökyüzüne bakmadıysanız, Samanyolu'nu görmediyseniz bir deneyin. Buna değer. Belki aklınıza düşüneceğiniz yeni şeyler gelir.Zaman gibi.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-wb-zgzzv6dk/UZaGcELOv1I/AAAAAAAABqk/vuMPEncS688/s1600/IMG_3074-001.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://4.bp.blogspot.com/-wb-zgzzv6dk/UZaGcELOv1I/AAAAAAAABqk/vuMPEncS688/s320/IMG_3074-001.JPG" width="300" /></a><a href="http://1.bp.blogspot.com/-v9DEYG4nE18/UZaGdganCvI/AAAAAAAABqw/Q3SJCR4Z5hk/s1600/IMG_3085-001.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://1.bp.blogspot.com/-v9DEYG4nE18/UZaGdganCvI/AAAAAAAABqw/Q3SJCR4Z5hk/s320/IMG_3085-001.JPG" width="300" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="text-align: left;"> Ormanda sakız toplamak ise bir başka sefere kaldı. </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i><span style="font-size: large;"><a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/KumbetYaylasMayS2013?authuser=0&authkey=Gv1sRgCLmj6_6d0qSkWA&feat=directlink" target="_blank">tüm Kümbet Yaylası Fotoğraflarım için Tıklayınız.</a> </span></i></div>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0Kümbet/Giresun, Türkiye40.5466936 38.4401470999999940.5346276 38.41997709999999 40.558759599999995 38.46031709999999tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-29240623998671659972012-09-30T18:33:00.000-07:002016-10-22T16:38:47.429-07:00☼ Cinque Terre<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="text-align: left;">Doğal güzellikleri gezmeye, yolculuk yapmaya devam ediyorum. Uzun süredir aklımda olan İtalyan Rivierasındaki Cinque Terre ulusal parkındayım. <a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/CINQUETERRESeptember2012?authuser=0&feat=directlink" target="_blank">Fotoğraflarıma göz atmak için tıklayınız.</a></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-gtaMK20IZ1o/UJ7xzfl3uTI/AAAAAAAABXQ/qPP0ZSXQi_o/s1600/HDR_Manarola.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://2.bp.blogspot.com/-gtaMK20IZ1o/UJ7xzfl3uTI/AAAAAAAABXQ/qPP0ZSXQi_o/s320/HDR_Manarola.jpg" width="320" /></a> </div>
<div style="text-align: justify;">
Doğası, manzarası, insanı, şarabı ile gerçekten güzel bir yer. Ben Cinque Terre'yi ilk bir kitapta gördüğümde etkilenmiştim. Sonrasında internette azıcık bir araştırma yapmış ve yavaş yavaş hayalini kurmaya başlamıştım. Sizde şuanda aynı aşamadaysanız, doğru yoldasınız. Kesinlikle özgün bir yer, devam edin.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
CT hakkında genel bilgileri bulabileceğiniz güzel yazılmış bir blog: <a href="http://www.yinedustukyollara.com/?p=6" target="_blank">Yinedustukyollara</a> ve <a href="http://wikitravel.org/en/Cinque_Terre" target="_blank">Wikitravel</a> göz atabilirsiniz.<br />
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-RomRDRRUD4E/UJ7wdofstBI/AAAAAAAABWY/_x0nwvSA2U4/s1600/DSCN9738.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://1.bp.blogspot.com/-RomRDRRUD4E/UJ7wdofstBI/AAAAAAAABWY/_x0nwvSA2U4/s200/DSCN9738.JPG" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-4dnkIIpHpoQ/UJ7uwqP9xpI/AAAAAAAABU4/B-OVhjIvArY/s1600/DSCN9565.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-4dnkIIpHpoQ/UJ7uwqP9xpI/AAAAAAAABU4/B-OVhjIvArY/s200/DSCN9565.JPG" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-9WmoeztWE3A/UJ7wMarjxZI/AAAAAAAABWI/ARSMgmixtSo/s1600/DSCN9686.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="200" src="https://3.bp.blogspot.com/-9WmoeztWE3A/UJ7wMarjxZI/AAAAAAAABWI/ARSMgmixtSo/s200/DSCN9686.JPG" width="150" /></a><br />
<span style="text-align: justify;"><br /></span>
<span style="text-align: justify;">Eğer sizinde kısıtlı bütçeniz var ise yada doğa sever bir gezgin iseniz belki aklınıza takılan bazı soruların cevabını da ben verebilirim.</span><br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Belki duymuşsunuzdur; "İtalya'nın kuzeyine gittikçe güneye göre fiyatlar artıyor, insanlar zenginleşiyor." Ben bu seferki İtalya gezimde, CT'ye ulaşana kadar Venedik> Milano>Genova> Levanto rotasını izledim ve İtalya'nın en pahalı şehirlerini turlamış oldum.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İtalya' ya otobüsle giriş yaptım ve durağım Venedik oldu. İkinci kez buraya gelmiş olsam da Venedik yine heyecan vericiydi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Havanın uygun olmayışı ve İtalya'da otostobun yaygın olmadığı hakkında yazılanlardan dolayı Venedik'ten Cinque Terre'ye otostop yerine tren ile yolculuk yapmayı tercih ettim. İtalya demir yollarının internet sitesine bakarsanız uçak biletlerindeki gibi birkaç seçenek göreceksiniz.(economy, base) Eğer benim gibi fiyatlar uygun olsun, "öğrenci işi işte" derseniz yolunuzu uygun şekilde bölüp, ekonomik biletlerden alarak yolculuk yapabilirsiniz.Mesela Venedik>Milano biletimi 9 euro'ya alıp lüks bir trende seyahat ettim. Tabi ki biletinizi erken almakta fayda var. Onun dışında bölgesel trenleri(Regio) seçerseniz ucuza gidebilirsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Milano'nun Duomo'su, Genova'nın dar karanlık sokakları derken Levanto'da kamp yapacağım yere vardım. Gittiğim sezonda(Eylül'ün son haftası) hostel fiyatları 20 euro civarındaydı. Biz Levanto'da çadırımızı kurduk ve 2 kişi geceliği 20euro(kişi başı 10) ödedik.Çok temiz, güler yüzlü, uygun, tavsiye edebileceğim bir yerdi.(Pian di Picche Camping. Ayrıca Acqua Dolce Camping'i de araştırabilirsiniz.)</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İki günlük Cinque Terre Kart(Tren+Yürüyüş yolları) aldım ve 20 euro ödedim.Yürüyüş yollarında kulübeler olsa da sezon sonu olsa gerek, kontrol eden kimse yoktu. İki gün boyunca trenlerde de biletimi kontrol eden olmadı diye düşünürken son tren yolculuğumun son dakikasında kontrol ile karşılaştım. İlgilenenlere duyurulur. :)</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sonuçta her bir köy birbirinden renkliydi. Yürüyüş yolları keyifli, kolay ama terleticiydi. İnternette okuduklarımın tersine Kuzeyden Güneye doğru yürüdüm. Bence böylesi daha güzeldi. Monterosso'da denize girdim, Corniglia'da sağanak yağmura yakalandım, ıslandım. Manarola'nın rengarenk evlerine bayıldım. Riomaggiore'nin gün batımında öpüştüm. Vernazza'nın limanında pizzamı yiyip, ay ışığında şarabımı devirdim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sizde gitmişken 5 Terre şarabını tatmadan ayrılmayın. Hatta bir şişe alıp dönün, evde keyfi bir başka oluyor.<br />
Not: Pazar günü dükkanlar kapanmıştı. Son dakikaya bıraktığım için bir magnet alamadan döndüm. Biri alıp yollarsa çook mutlu olurum. :) </div>
<div style="text-align: justify;">
Soru ve yorumlarınız varsa bekliyorum. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-QzX5cel6dW8/UJ7x3JqjoSI/AAAAAAAABXY/wVQQhVbIgB4/s1600/HDR_Manarola2.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-YC4wwd6MWa4/UJ7xRwLiDbI/AAAAAAAABXA/QGFZtZ374rs/s1600/DSCN9846-002.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="118" src="https://4.bp.blogspot.com/-YC4wwd6MWa4/UJ7xRwLiDbI/AAAAAAAABXA/QGFZtZ374rs/s200/DSCN9846-002.JPG" width="200" /></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/-Oaje5fSQb6Q/UJ7wXEKBYeI/AAAAAAAABWQ/B2YcpmP0N6k/s1600/DSCN9727.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="125" src="https://4.bp.blogspot.com/-Oaje5fSQb6Q/UJ7wXEKBYeI/AAAAAAAABWQ/B2YcpmP0N6k/s200/DSCN9727.JPG" width="200" /></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/-Oaje5fSQb6Q/UJ7wXEKBYeI/AAAAAAAABWQ/B2YcpmP0N6k/s1600/DSCN9727.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/-QzX5cel6dW8/UJ7x3JqjoSI/AAAAAAAABXY/wVQQhVbIgB4/s1600/HDR_Manarola2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://4.bp.blogspot.com/-QzX5cel6dW8/UJ7x3JqjoSI/AAAAAAAABXY/wVQQhVbIgB4/s320/HDR_Manarola2.jpg" width="320" /></a></div>
<h3>
</h3>
<h3 style="text-align: center;">
<a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/CINQUETERRESeptember2012?authuser=0&feat=directlink" target="_blank">Cinque Terre Fotoğraflarım için Tıklayınız</a></h3>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com4Piazzetta dei Caduti, 5, Parco Nazionale delle Cinque Terre, 19018 Vernazza, La Spezia ili, İtalya44.1334350044613 9.686508178710937543.9513245044613 9.3706511787109381 44.3155455044613 10.002365178710937tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-60093202496162933532012-08-18T18:25:00.000-07:002016-10-14T17:54:35.314-07:00▲ Saxon Switzerland - Dresden<a href="http://1.bp.blogspot.com/-XyCkXcLxVkM/UKWcMacaAVI/AAAAAAAABh8/20oHnMseogk/s1600/DSCN0755.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="149" src="https://1.bp.blogspot.com/-XyCkXcLxVkM/UKWcMacaAVI/AAAAAAAABh8/20oHnMseogk/s200/DSCN0755.JPG" width="200" /></a><a href="http://2.bp.blogspot.com/-qrn2QvGaUJc/UKWdOjYuEzI/AAAAAAAABiw/3clf_rHeQKw/s1600/DSCN11311.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><br /></a><br />
<div style="text-align: justify;">
Dresden'e olan yolculuğumu şehir festivalinin de olduğu hafta sonu(Ağustos'un son haftaları) yaparak, gezime biraz daha atraksiyon kattım. Bu küçük şehir, festival süresince bir başka renkli ve hareketliydi. Yollar, sokaklar şen şakrak insanlarla dolup taşmış, şehrin her bir köşesine sahneler, fuar stantları kurulmuştu. Biralar su gibi akıyor, Wurst(Alman sosisleri) kapış kapış gidiyordu. Gün sonunda ki 3 boyutlu ışık şovu ise etkileyiciydi.(Kesin İzle : Dresden Stadfest 3d Light Show 2012).</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="text-align: center;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="text-align: center;">Dresden'e gelip de vay arkadaş burası da küçücük bir şehirmiş deyip dönmeyin. Şehrin Güney-Doğusuna inin, </span><span style="text-align: center;">Yürüyüşe gidin, tırmanın! Çünkü solo kaya tırmanışının da çıktığı yerdesiniz. (bkz. Saxon Switzerland)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Milli park hakkında tüm bilgilere <a href="http://www.saechsische-schweiz.de/en.html" target="_blank">buradan ulaşabilirsiniz</a>. Ben tek günlük Saxon Switzerland gezime Ressamın Yolu'nun(Malverweg ya da Painter's way) 2. parkurunu yürüyerek başladım.(Rotalar ve bilgi için <a href="http://www.saechsische-schweiz.de/en/home-malerweg.html" target="_blank">buradan</a>) Stadt Wehlen' den başlayıp Rathen'e giden bu parkur üzerinde Bastei köprüsü de bulunuyor. Milli park, inşa edilen köprü yüzünden Unesco Dünya Kültür Mirası Listesinden çıkarılan tek yer unvanını da elinde bulunduruyor. Ama aynı zamanda Bastei köprüsü parkın en çok turist çeken yeri. Yürüdüğüm parkur inişli çıkışlı ve kolaydı. Rathen'den tren ile Scmilka'ya gidip, yürüyüşüme Schrammstein kayalıklarında devam ediyorum. Uzaktan bakılınca sanki tırtıklı bir sıra diş gibi görünen bu kayalıkların tepelerine olan yürüyüşüm orman içinde başlayıp, kayalar arasında adeta labirentlerde devam ediyor. Kayalara monte edilmiş uzayıp giden merdivenleri tırmanıp tüm vadiyi gören bir zirveye ulaşılıyor. Elbe nehri, sarp kayalıklar ve yemyeşil vadinin manzarası tüm yorgunluğumu alıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-qrn2QvGaUJc/UKWdOjYuEzI/AAAAAAAABiw/3clf_rHeQKw/s1600/DSCN11311.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="138" src="https://2.bp.blogspot.com/-qrn2QvGaUJc/UKWdOjYuEzI/AAAAAAAABiw/3clf_rHeQKw/s200/DSCN11311.JPG" width="200" /></a><a href="http://1.bp.blogspot.com/-pDcALz1wBnk/UKWdAr9GbPI/AAAAAAAABik/cxPT__x4L0s/s1600/DSCN1101.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://1.bp.blogspot.com/-pDcALz1wBnk/UKWdAr9GbPI/AAAAAAAABik/cxPT__x4L0s/s200/DSCN1101.JPG" width="200" /></a><a href="http://2.bp.blogspot.com/-tyfb_B7L4kk/UKWecYhDglI/AAAAAAAABjw/1hjgg0Dw7_o/s1600/DSCN1204.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="200" src="https://2.bp.blogspot.com/-tyfb_B7L4kk/UKWecYhDglI/AAAAAAAABjw/1hjgg0Dw7_o/s200/DSCN1204.JPG" width="150" /></a></div>
<br />
<span style="text-align: justify;">Planımda Häntzschelstiege'de gitmek olsa da, buranın Pazar günü çok kalabalık olduğunu duyduğumdan vazgeçmek zorunda kaldım. Ama bu çılgın yeri gitmeden bir araştırın derim. Soru ve yorumlarınızı bekliyorum.</span><br />
<span style="text-align: justify;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-FpQYR4tDVbE/UKWedm_MYAI/AAAAAAAABj0/bdEbcFjd7pE/s1600/pan6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="126" src="https://2.bp.blogspot.com/-FpQYR4tDVbE/UKWedm_MYAI/AAAAAAAABj0/bdEbcFjd7pE/s320/pan6.jpg" width="320" /></a></div>
<h3 style="text-align: center;">
<a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/SaxonSwitzerlandDresden?authuser=0&feat=directlink" target="_blank"><b>Saxon Switzerland-Dresden Fotoğraflarım için tıklayınız</b></a></h3>
<span style="text-align: justify;"><br /></span>CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-47666371118502652492012-05-01T18:08:00.113-07:002016-10-15T14:42:44.496-07:00▬ Tuz Gölü + Ihlara Vadisi<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
Samsun'dan 3 gece 4 günlük Otostop Tatili yaparak gittim Tuz Gölü'ne.</div>
Tuz Gölünde Çadırda Konaklama + Ihlara Vadisi + Ankara'da Salvador Dali Sergisi + 4 Tır ve 4 Araba ile Ulaşım dahil güzel bir tatil oldu.<br />
Tırcı abilerin hem gidiş hem dönüşte Tırcı lokantalarında ısmarladıkları Pideleri de unutmayalım. Bu arada ülkemizde otostop çekmek oldukça kolay ve hızlı.<br />
<br />
Gitmeden önce Tuz gölü hakkında araştırma yaptığımda pek bir şey bulamamıştım. <b>Gitmeden önce aklıma takılanları cevaplayayım, belki size de faydası olur.</b><br />
<br />
Ben Nisan ayında Tuz Gölündeydim. Benim gibi baharda gitmek isteyenler için; Bahar da tuz gölü çok mu derin olur? Su dizlerinize kadar gelmiyor. Ama hayal ettiğiniz bembeyaz bir düzlükte olmuyor.<br />
Ben de herkes gibi Şereflikoçhisar tarafına gittim. Herkesin gittiği turistik bir tane tesis var. Onun dışında etrafı ıssız. Çadır kurabilirsiniz.(ki ben öyle yaptım). Akşam sizin çadırı gören köpekler birkaç saat havlayacaklardır. Tam sustu derken sabaha karşı tekrar başlayıp yarım saat içinde susacaklardır. Aldırmayın.<br />
Gölde yürümek için terlik alın.Gölün zemini ayakları çok acıtıyor. <br />
Flamingoları göremedim. Karayolu yanında ortalık bir yerdeydim. Duyduğuma göre Flamingoları görmek için Cihanbeyli tarafına gitmek daha iyiymiş.<br />
<b>Tuz Gölünde gün batımını kesin izleyin! Farklı bir yer. Gidin, Görün, değişik fotoğraflar çekin!</b><br />
<br />
Yanınıza bir uçurtma alın ve çocuk heyecanıyla ayak bileğinize kadar gelen sularda koşturun, Uçurun!<br />
<br />
Ne öğrendik? Tırcı lokantasında yemek yiyeceksen, bulaşıklar nasıl yıkanıyor diye bakma! Hani otururken bir yerden görünür falan, kafayı çevir! Keyfini çıkar ;)<br />
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-qDhGJIcrh1w/T_MTeATPeTI/AAAAAAAABLg/69tLV3UTodw/s1600/DSCN9062_3_4_fused.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="224" src="https://3.bp.blogspot.com/-qDhGJIcrh1w/T_MTeATPeTI/AAAAAAAABLg/69tLV3UTodw/s320/DSCN9062_3_4_fused.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Ihlara Vadisi</td></tr>
</tbody></table>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-9gws6ZxZyas/T_MVLi9aC3I/AAAAAAAABLo/yXY4czMW-64/s1600/DSCN8989.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><img border="0" height="240" src="https://4.bp.blogspot.com/-9gws6ZxZyas/T_MVLi9aC3I/AAAAAAAABLo/yXY4czMW-64/s320/DSCN8989.JPG" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Tuz Gölü</td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-Mb2WTQShVLQ/T_MRHfZvFxI/AAAAAAAABLQ/lMxKcspO-VE/s1600/DSCN9138.JPG" imageanchor="1" style="display: inline; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-Mb2WTQShVLQ/T_MRHfZvFxI/AAAAAAAABLQ/lMxKcspO-VE/s200/DSCN9138.JPG" width="200" /></a><br />
<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-dHm2wC9JGCE/T_MRGYUb1GI/AAAAAAAABLM/zSOQN4dsQ0c/s1600/DSCN9137.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="https://4.bp.blogspot.com/-dHm2wC9JGCE/T_MRGYUb1GI/AAAAAAAABLM/zSOQN4dsQ0c/s200/DSCN9137.JPG" width="200" /></a><br />
<br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-3hHq82rI8Hg/T_MU5GASreI/AAAAAAAABLk/K5r1pRsovKE/s1600/DSCN9215.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="https://4.bp.blogspot.com/-3hHq82rI8Hg/T_MU5GASreI/AAAAAAAABLk/K5r1pRsovKE/s200/DSCN9215.JPG" width="200" /></a></td></tr>
</tbody></table>
<br />
<br />
<a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/TuzGoluIhlaraVadisiNisan2012?authuser=0&feat=directlink" target="_blank"><b style="text-align: center;">Tüm TUZ GÖLÜ ve IHLARA VADİSİ </b><b style="text-align: center;">FOTOĞRAFLARIM için Tıklayınız</b></a><br />
<div>
<br />
<div style="text-align: -webkit-auto;">
</div>
</div>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0Tuz Gölü, Türkiye38.7627121 33.34861469999998538.4062311 33.009832199999984 39.119193100000004 33.687397199999985tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-62987594078833701252012-02-04T18:34:00.001-08:002016-10-14T16:46:46.094-07:00Fas ★<div style="text-align: -webkit-auto;">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><span style="text-align: center;"><a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/MoroccoApril2011?authuser=0&feat=directlink" target="_blank">Tüm Fas fotoğraflarım için tıklayınız. </a></span></span></div>
<div style="text-align: -webkit-auto;">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><b style="text-align: center;">Bölüm 1-İlk Adım Marrakech 01.05.2011</b></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Ve ilk kez Afrika’dayım. Marrakech’ de hostelimden yazıyorum. Yılan dans ettirenlerden, maymun gezdirenlere, toz, motorlar, Arapça şarkılar, davullar zurnalar, karmakarışık değişik biryer. Avrupa kentlerinden sonra bana çok iyi geldi. 3. Kıtaya da ayak basmış oldum, iyi hissediyorum!</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Havalanına ilk girdiğimde, bir tedirginlik vardı üzerimde. Üstüne bir de kağıt tutuşturdular elime. Ne kadar kalacağımdan, nerede kalacağıma kadar doldurdum. Fas’tan belli bir meblağın üzerinde para çıkarmak yasak. İşte onun için daha girmeden peşin peşin form doldurup imzalıyorsunuz. Havaalanından çıktım ve Fas turu başladı. Otobüs beklerken iki Amerikan kızla tanıştık. Onlar bi hostelde yer ayırtmış, takıldık bizde peşlerine. Labirent gibi sokaklar da birbirimizi bile kaybetsek de sanırım 1 saatte bulduk hosteli. Hostel gayet temiz, güzel, kahvaltı dahil 7euro’ydu.(Hostel:Amour d' Auberge) </span><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Daha ucuz hosteller bulmak da mümkün.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><br />
</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">İçim heyecan dolu olsa da, son 2 geceyi İtalya’da tren istasyonunda geçirmenin yorgunluğu, vücudumu dinlenmesi için zorladı.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="text-align: center;"><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><br />
</span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="text-align: center;"><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><b>Kızıl Şehir Marrakech!</b> Tüm binaların, her şeyin kırmızı olduğunu fark etmek hiç de zor değil. Çılgın meydan Djemaa el Fna etrafında turlamaya başlıyorum. Değişik değişik baharatların, deri ürünlerin kokusunu alırken bazen kasaplarda açık da duran etler burnumu biraz sarsıyor. Kaybolmaya çalışıp, her sokağı deniyorum. Dar sokalarda bınbır bınbır geçen motorlar, Sürekli bi gürültü, eşekler… Bu karmaşa çok hoşuma gidiyor ve farklı bir yerde olduğumu hissettiriyor. Derken bir de antik şehirden dışarıya, yeni yerleşim alanlarına doğru gidiyorum. Modern Fas ise beklediğimden çok daha fazlasıydı.</span></span><br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-kWSxutxIC98/The3ahwLuwI/AAAAAAAAAfY/GCP0D_Fe0rI/s1600/DSCN5698.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://4.bp.blogspot.com/-kWSxutxIC98/The3ahwLuwI/AAAAAAAAAfY/GCP0D_Fe0rI/s200/DSCN5698.jpg" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-ZaRSgCYs6cI/ThewwDfe6AI/AAAAAAAAAaM/cZSizJDfLf8/s1600/DSCN5611.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-ZaRSgCYs6cI/ThewwDfe6AI/AAAAAAAAAaM/cZSizJDfLf8/s200/DSCN5611.JPG" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-VCtPU-E3JVo/The3CZcQmtI/AAAAAAAAAfA/A1b2e87hX2o/s1600/DSCN5665.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="200" src="https://3.bp.blogspot.com/-VCtPU-E3JVo/The3CZcQmtI/AAAAAAAAAfA/A1b2e87hX2o/s200/DSCN5665.jpg" width="150" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> </span><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">3. güne daha gürültülü başlıyorum. Bugünü müzelere, saraylara ayırmıştım. Tam ilk adresime gider iken bir patlama sesi geliyor. Etraf o kadar gürültülü ki, bu ses normal geliyor. Herhalde en fazla tüp patlamıştır diyorum. (Tüp patlasa normal yani ) Meydana döndüğümde ise adım atacak yer zor buluyorum. Kafamı kaldırdığımda ise binaların yıkıntısını görüyorum. Bomba patlatılmış! İnsanlar toplanınca 2.nin patlayabileceğini düşünerekten daha sakin yerlere doğru uzaklaşıyorum. Sonuç ise 17 ölü 25 Yaralı.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: left;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-S92Gp9iUjY8/The7d1ACEwI/AAAAAAAAAkY/oIcGnIuNbM4/s1600/DSCN5667001.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="110" src="https://1.bp.blogspot.com/-S92Gp9iUjY8/The7d1ACEwI/AAAAAAAAAkY/oIcGnIuNbM4/s200/DSCN5667001.jpg" width="200" /></a><a href="http://2.bp.blogspot.com/-OMEv364Kwnk/The3kW2yW6I/AAAAAAAAAfg/iakgoVwUM8k/s1600/DSCN5704.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://2.bp.blogspot.com/-OMEv364Kwnk/The3kW2yW6I/AAAAAAAAAfg/iakgoVwUM8k/s200/DSCN5704.jpg" width="200" /></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/-37j0AXa9Ntc/The3Q0JYvYI/AAAAAAAAAfQ/kz6XUc_97os/s1600/DSCN5686.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="200" src="https://4.bp.blogspot.com/-37j0AXa9Ntc/The3Q0JYvYI/AAAAAAAAAfQ/kz6XUc_97os/s200/DSCN5686.jpg" width="150" /></a></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> </span><b style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Bölüm 2-Sahara’ya Yolculuk</b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Ertesi gün Sahara Çölüne 3gün sürecek yolculuğuma çıkıyorum. Çöle Marrakech'den ayarladığım bir tur şirketi ile gidiyoruz. Tur şirketleri ile pazarlık yapmak gerekli. Euro-Dolar yerine kendi para birimleri Dirham ile pazarlık yapmanın daha etkili olduğunu düşünüyorum. Sabah erkenden yol alıyoruz. Y</span><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">üksek Atlas Dağlarına bol virajlı yollardan tırmanıp, tek tek tepeleri aşıyoruz. </span><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Kırmızı düzlüklerde ilerler iken ilk durağımız Ait Ben Haddou. Burası birçok filmin de çekildiği bir yer. Örneğin Gladyatör’ün bir kısmı burada çekilmiş.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Todra Kanyonunu da gezip günü dağların arasında bir otele giderek sonlandırıyoruz. Sabah gün doğumu için uyanma isteğimi gerçekleştiremiyorum.</span><br />
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-7x1fiJy_yqs/The3srOGNpI/AAAAAAAAAfo/4kXrQUyq9wk/s1600/DSCN5740.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://2.bp.blogspot.com/-7x1fiJy_yqs/The3srOGNpI/AAAAAAAAAfo/4kXrQUyq9wk/s200/DSCN5740.jpg" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-R8IeoIsGe7Y/The304ihNwI/AAAAAAAAAfw/oKntQkOlFtU/s1600/DSCN5741.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-R8IeoIsGe7Y/The304ihNwI/AAAAAAAAAfw/oKntQkOlFtU/s200/DSCN5741.jpg" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-1C5IUv0fkaY/The5FK9Jn_I/AAAAAAAAAg0/BcakqS4BpSI/s1600/DSCN5835.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="200" src="https://3.bp.blogspot.com/-1C5IUv0fkaY/The5FK9Jn_I/AAAAAAAAAg0/BcakqS4BpSI/s200/DSCN5835.jpg" width="150" /></a></div>
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Yeni güne Tinehir şehrinin manzarasıyla başlıyoruz. Bir vahada durup, ekinlerin arasında dolaşıp, birkaç kişiyle tanışıyoruz. Güzel bir naneli yeşil çay(<b>Fas Çayı</b>) içip yolumuza devam ediyoruz. Küçük küçük köyler, palmiyeler ve bisiklete binen insanlar(nedense dikkatimi çekmiş.) görüyorum. Devam ettikçe etrafta az sayıda toprak evlerden başka pek bir şey kalmıyor. Artık ovanın ortasında dümdüz bir yolda ilerliyoruz. Uzaklarda dağların silueti, yanımızda ise sadece otlaklar, kum çakıllık. Sanki Çizgi filmlerde ki ölüm vadisindeyiz. :)</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-klagbGwjqas/The5L-LcSnI/AAAAAAAAAhA/5poKt5BcxCg/s1600/DSCN5859.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><img border="0" height="150" src="https://1.bp.blogspot.com/-klagbGwjqas/The5L-LcSnI/AAAAAAAAAhA/5poKt5BcxCg/s200/DSCN5859.jpg" width="200" /></span></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Öğleden sonra Merzouga’ya varıyoruz. Sonunda aracı terk edip develerle Chebbi Kumulunda gidiyoruz. Hava parçalı bulutlu, rüzgar ise sertti. Kum tepelerini bir bir aşıyor, çölün ortasında ilerliyorduk. Benim deve diğerlerine göre biraz daha genç görünümlüydü. Sanırım bu yüzden biraz fazla sallantılı bir yolculuk geçirdim.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Deve üzerinde bir buçuk saat gittikten sonra çadırlara ulaşıyoruz. Deveden inip ortalıkta hoplayıp zıplıyorum. Gün batımını seyretmek için yüksek bir kum tepesine doğru koşturuyorum. Sert rüzgar ve kumlar, adrenalimin getirdiği enerjiye engel olamıyor. İnce kumlar sert rüzgarla bacaklarımda yanma hissi yaratıyor. Debelene debelene, soluk soluğa zirveye varıyorum. Gün batımı ışığı ile şöyle 360 derece etrafıma bakınıyorum. <b>Çöldeyim!</b> Tepeden kaya kaya inişim ise pek hızlı oluyor.</span><br />
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Akşam Çadırda berberi müzik dinletisi vardı.(pekte kulağa hoş gelen bir şey değil.) Akşam yemeğinde ise tangir(tajin) lezzetliydi.(Mum ışığında pek göremeden yesem de çok lezzetliydi.)</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Hava kararınca yıldızlar gösterdi kendilerini. Aynı tepeye bir daha çıktım. Rüzgar daha sertti. Her yerim kumla dolmuştu. Uzun süre yatarak yıldızları seyrettim. Arada kısa bir uyku da çektim. Sanki sarhoş gibiydim. Çadıra geçtim, rüzgar ve kum tanelerinin sesleriyle uykuya daldım.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Şafak ile uyandık. Güneş uzaklarda, kum tepelerinin arasında yükselirken deve üzerinde ilerliyorduk. 2 saatin ardından başladığımız yere vardık ve aracımızla Marrakech’e doğru uzun dönüş yoluna koyulduk. Bir şişe çöl kumu ve fotoğraflar kaldı Batı Sahara’dan. Şu anda Erfoud’dan geçiyoruz ve yağmur çiseliyor. Söylediklerine göre şanslıymışım, bu kadar kurak bir yeri yağmurlu zamanında yakalamışım.</span><br />
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-_3n03WavKrI/The6H3nn5ZI/AAAAAAAAAiw/GffR_sJkj6g/s1600/DSCN6105.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-_3n03WavKrI/The6H3nn5ZI/AAAAAAAAAiw/GffR_sJkj6g/s200/DSCN6105.jpg" width="200" /></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/--pYUPd-dPn4/The5mWbQNRI/AAAAAAAAAh0/xAMASiNHoxg/s1600/DSCN6012.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://4.bp.blogspot.com/--pYUPd-dPn4/The5mWbQNRI/AAAAAAAAAh0/xAMASiNHoxg/s200/DSCN6012.jpg" width="200" /></a><a href="http://2.bp.blogspot.com/-CTG9XeS22P8/The5j5tgTKI/AAAAAAAAAhw/w35MyFEKdEI/s1600/DSCN6010.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="200" src="https://2.bp.blogspot.com/-CTG9XeS22P8/The5j5tgTKI/AAAAAAAAAhw/w35MyFEKdEI/s200/DSCN6010.jpg" width="150" /></a></div>
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> </span><b style="font-family: Times, 'Times New Roman', serif;">Bölüm 3-Okyanus Havası, Essaouira</b><br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Marrakech’e varır varmaz Essaouira’ya giden bir otobüs arıyoruz. Fakat saat 22.00 ve Essaouri’ya otobüs bulmak için çok geç. Bizde taksi ayarladık.( <a href="http://konuluharita.blogspot.com/search/label/Euro%20Trip%20B%C3%B6l%C3%BCm1-Otostop" target="_blank">Slovenya’danİtalya’ya taksiyle gidişim</a>den sonra Fas’ta şehirler arası taksi pahalı gelmiyor;) )</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">İşte bu taksici Fas’ta yaşadığım en sinir bozucu anları yaşattı. Taksici başka müşteri bulmak için 30dakika beklemek istedi, he dedik. Bir saat sonra yola çıktık derken, biri aradı. Yolcuyu almaya geri döndük. Tam gidiyoruz derken 15 dakika benzinliğe uğradık. Sonunda yoldan da birini aldık ve hızlandık. Araba eski Mercedes’lerden. Pıfır pıfır giderken gece 12 sularında amca arabayı bir yere çekti. Yemek yiyeceğim 20 dakika bekleyin diye tutturdu. Arabaya 40 dakika sonra geri geldi. Tabi benim tepem attı.Atsa da yapacak bir şey yoktu. Bir de Essaouira’ya varınca yaptı kıllığını. Evinde kalacağımız kişinin adresine değil de, otogara götürüp bıraktı bizi. Gece 1.30’du. Arabadan inip, halkın arasında olmanın gücüyle başladım bir iki saydırmaya.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Saat 2’ye doğru evinde kalacağımız Younes’in evine vardık. Azıcık pis bir evdi ama Younes iyi biriydi. Essauira'da sabaha yağmurla uyandık. Okyanusta denize girme planı suya düştü.( Tekrar gitmek için nedenlerimden biri). Bu mevsimde ilk defa böyle yağmur yağdığını söylüyorlardı. Bereket getirdik sanırım topraklara.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Essaouira güzel bir liman kenti. Beni çok etkilemişti. Martılar, okyanus dalgaları ve liman, essaouira denince aklıma gelen ilk şeyler. Essaouira kesinlikle bir günden fazla zaman ayrılması gereken bir yer. Ama biz Fes’ e devam etmek için akşam 8’e otobüs bileti almıştık. Belki de tadı damağımızda kaldığı için unutulmaz oldu.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> Atlas(Atlantik) okyanusunda yüzemesem de bir bakış atmış oldum.</span><br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-eoWmjJ4tVgM/The6xBtuB7I/AAAAAAAAAjs/hOWIk_Mmsgs/s1600/DSCN6237.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://4.bp.blogspot.com/-eoWmjJ4tVgM/The6xBtuB7I/AAAAAAAAAjs/hOWIk_Mmsgs/s200/DSCN6237.jpg" width="200" /></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/-42MqfnlLzi4/The655ktlyI/AAAAAAAAAj0/vjD5-5wllJE/s1600/DSCN6254.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://4.bp.blogspot.com/-42MqfnlLzi4/The655ktlyI/AAAAAAAAAj0/vjD5-5wllJE/s200/DSCN6254.jpg" width="200" /></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/-U9riZLZhFeY/The6z9cW7QI/AAAAAAAAAjw/mP5ENKp2Wfw/s1600/DSCN6243.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="200" src="https://4.bp.blogspot.com/-U9riZLZhFeY/The6z9cW7QI/AAAAAAAAAjw/mP5ENKp2Wfw/s200/DSCN6243.jpg" width="150" /></a><br />
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> <b>Bölüm 4-Son Yolculuk, Fes</b></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> Essaouira'dan otobüsümüz çocukluğumdan hatırladığım prenses otobüslerden en az 10 yıl daha eskiydi. İçeri girdiğimde koltuklarda yapışmış sakızlar, iple bağlanmış kırık koltuklar gözüme çarpıyordu. Eski meski yola çıktık. Yolda telefondan Arapça müziker açanlar, gürültülü konuşmalar, İlerledikçe yolda alınan ayakta yolcular, çoluk çocuk derken gece saat 1’e doğru korktuğum oldu. Önce mola verdik sansam da, bizim otobüs yolda kalmıştı. İnsek, koltuğu kaptıra biliriz ya da anlamayız da otobüsü kaçırırız düşüncesiyle içeride bekledik. Tamir çalışmaları başladı. Ben ise pencereden insanları izliyordum. Önce otobüsün koridorunun tabanını söktüler. Kafamı aşağı eğdiğimde otobüsün altında tamir için yatan adamı görüyordum. Sabaha kadar gidemeyeceğimiz düşünesi olsa da bir gülme krizi tutturdu. Dışarıda ise yolcuların, tamir eden adamın başına toplanmaları, elleriyle nasıl tamir olacağını anlatmaları, bizim Türk insanını anımsattı. Tamir eden amca bir şeyler yapıp otobüse alttan 2 yumruk atıyordu. Şoför de işareti anlayıp, gazı veriyordu. Fakat tiz bir "piyuuuuu" sesiyle otobüs çalışmıyordu. Bir ara koca bir taş getiren gördüm, onu nereye soktular bilmiyorum ama otobüs bir şekilde çalıştı.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> Sabah 10 gibi orta çağdan kalma en büyük şehire vardık. Fes'in labirent gibi sokaklarında 2 gün gezindim. En çok etkileyen, aklımda ve burnumda kalan yer ise, dünyanın en eski deri imalathanesiydi. Oraya giderken kokuya dair bir şey düşünmemiştim. İmalathaneye yaklaştıkça sokakta başlayan kokuyla kafamda her şey canlanmaya başladı. Koku > Deri > ölü hayvan. Buradaki koku, hayatımda hissettiğim en kötü koku olan, lise</span><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> laboratuvarında bir beyini kestiğimizdeki çıkan kokuyu açık ara geçerek en üst sıraya yerleşti. Normalde kusmuk musmuk iğrenmeyen biri olsam da burada zor durdum. Hatta satıcı amca bana çanta satmaya çalışırken kendimi tutamayıp adamı bırakıp koşarak kaçtım. </span><br />
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-NcvBZEDXdG0/The7VhksITI/AAAAAAAAAkQ/lA60jcoF1uE/s1600/DSCN6303.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://4.bp.blogspot.com/-NcvBZEDXdG0/The7VhksITI/AAAAAAAAAkQ/lA60jcoF1uE/s200/DSCN6303.jpg" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-QoOb1FRKQKE/The7KBDbzjI/AAAAAAAAAkA/FKd2ES-WwNA/s1600/DSCN6271.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-QoOb1FRKQKE/The7KBDbzjI/AAAAAAAAAkA/FKd2ES-WwNA/s200/DSCN6271.jpg" width="200" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> </span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: large;"> <i><a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/MoroccoApril2011?authuser=0&feat=directlink" target="_blank">Tüm Fas Fotoğraflarım için tıklayınız</a></i></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0Marakeş, Fas31.634675759732129 -7.991180794921888331.569320759732129 -8.0859132949218875 31.70003075973213 -7.8964482949218882tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-3862512864216717562011-07-16T13:26:00.000-07:002011-11-07T18:08:52.748-08:00Panoramic Photos<div style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span">You might like my New <b><a href="http://cantekincan.blogspot.com/p/panorama-photos.html">Panoramic Photos</a>.</b></span></div><div style="text-align: center;"><br />
</div><div style="text-align: center;"><a href="http://cantekincan.blogspot.com/p/panorama-photos.html"><img alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5630060741695072610" src="http://1.bp.blogspot.com/-JHitIkQJRWY/TiH-akybaWI/AAAAAAAAA04/xOQ4riIdfMg/s400/webi000001.jpg" style="cursor: pointer; height: 115px; width: 400px;" /></a></div>CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-91040947402449306182011-02-26T20:16:00.000-08:002011-11-07T18:10:25.233-08:00★ Euro Trip - Part 2 ★<div><span class="Apple-style-span"><b>★</b> Euro Trip- Part2 <b>★</b></span></div><div><span class="Apple-style-span"> to Barcelona, Venice and Brussels by CaN.<br />
</span></div><div><br />
</div><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='465' height='375' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dxDmug4nL0AT9kiv06OwiO-zwPdIKwSbIz3wkNpE_SZ_pnhLnPQbHKYz0lO4H1nRX1Y0qAq1jV0X5cRvOV4rA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe>CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-76765676978674392042011-02-25T05:07:00.000-08:002011-02-28T15:09:52.728-08:00I Feel sLOVEnia<div style="width:550px; text-align:center;"><span class="Apple-style-span"><b>If you click to photo,You can look photos from my Flikcr profile</b></span></div><div style="width:550px; text-align:center;"><object type="application/x-shockwave-flash" data="http://media.roytanck.com/flickrwidget.swf" width="550" height="450"><param name="movie" value="http://media.roytanck.com/flickrwidget.swf"><param name="bgcolor" value="#ffffff"><param name="wmode" value="transparent"><param name="flashvars" value="feed=http%3A//api.flickr.com/services/feeds/photos_public.gne%3Fid%3D59947212@N06%26lang%3Den-us%26format%3Drss_200"><param name="AllowScriptAccess" value="always"><p><a href="http://www.roytanck.com/">Roy Tanck</a>'s Flickr Widget requires Flash Player 9 or better.</p></object><span style="font-size:9px;">CaN - SLOVENIA <a href="http://www.cantekin.tr.cx/">cantekin.tr.cx</a></span></div>CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-63952154530146438112010-12-15T16:54:00.002-08:002016-10-17T07:31:40.486-07:00Avrupa Turu- Bölüm1 OtoStop<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<b style="line-height: 150%;"><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;">Can’ın Avrupa Turu-Bölüm 1</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> </span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Şuanda turumun son yolculuğu olan</span><span style="font-family: inherit;">, </span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Venedik>Ljubljana treninin <span style="line-height: 150%;">restoranından</span><span style="line-height: 150%;"> </span><span style="line-height: 150%;">yazıyorum. Az önce trenin tam da oturduğum vagonu bozuldu. Uzun vagonu ayırma işlemlerinin ardından yolculuğa trenin restoranında devam edebiliyorum.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> </span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Hep bir plan yaparsın ve kesin bir aksilik, terslik olur. Ama bu aksilik hayal ettiğinin çok daha fazlasını sana yaşatır ya, işte bana da yol boyunca tam da öyle oldu. Buradan buyurun anlatayım. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> İlk gün;</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Slovenya’nın başkenti Ljubljana’dayım. İtalya’nın Trieste kentinden Brüksel’e kalkacak uçağın kalkmasına 2 saat kala Litvanyalı arkadaşım Viktorja(Vika) ile Ljubljana tren garına koşuyoruz. Otostopta şansımız tutmamıştı. Geç kalıyorduk. Gara vardığımızda tren saatleri bizim uçak için çok geçti. Otobüs aradık. Ama sonuçsuz kaldı. Ve taksi arayışına başladık. Bildiğin ülkeler arası taksiye binecektik. Kendime gayet güzel hakaretler ediyordum. Ama her şey şimdi başlıyordu!<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Taksiciler fiyata 120 <span class="apple-style-span"><span style="background-color: white; color: #222222;">€’</span></span>dan girdiler. 100-90 deseler de kafamda ilk şimşek çaktı. Bir gün Slovenya’nın Bled kentine otostop çekerken bir taksi durmuştu. Adam sıkılmış, beni de görünce Bled’e gitmeye karar vermişti. Muhabbeti de iyi biriydi. Hatta adam yolda turistlik bir köyü gezdirmeye bile götürmüştü. Bende onu hatırladım ve aradım. Olayı anlattım ve 80<span class="apple-style-span"><span style="background-color: white; color: #222222;">€</span></span>’ya olur dedi. Kendisi bugün çalışmadığı için arkadaşını yolladı. Yolladı ama arkadaşı çok yavaş çıktı. Amca havalananına doğru tın tın ilerliyordu. Dakikaları sayarken, uçağa yetişmemiz saniyelere kaldı. Uçağın kalkış saatinden önce havalanına ulaştık ama kapılar kapanmıştı. Çaresizlik. Ve uçak kaçtı!<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> <span style="line-height: 150%;">Bu bizim küçük Avrupa turunun ilk biletiydi. Beş gün sonrasına ise Brüksel>Barcelona biletimiz vardı. Ama hiçbir şey yapamadan, planların hepsi teker teker aklımdan geçerken Vika ile Trieste şehir merkezine dönüyorduk. İçim sıkılıyordu. Sanki hiç bitmiyordu bu dönüş yolu. Şehir merkezine ulaştığımızda, iki haftadır devam eden karlı günlerin ardından ilk kez güneşi görmüştüm. Tek tesellim buydu. Bir internet kafe bulduk. Yeni çak biletleri arıyorduk ama pahalıydılar. Birde haritaya baktığımızda Trieste-Brüksel arasının ortalama 1400km olduğunu öğrendik. Yirmi dakika sonra kafeden dışarı çıktığımızda bir şeyler değişmişti. Sahil, deniz kokusu, güneş ve Can'ın kafaya yine şimşek çaktı!</span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-xC3Pzn-CNPQ/TX1s5ZQ_vQI/AAAAAAAAAT8/i1ph00Tg_44/s1600/DSCN2868.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" height="240" src="https://1.bp.blogspot.com/-xC3Pzn-CNPQ/TX1s5ZQ_vQI/AAAAAAAAAT8/i1ph00Tg_44/s320/DSCN2868.JPG" width="320" /></span></a></div>
<div style="text-align: -webkit-auto;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;"> Bundan 1 ay öncesinde gelmiştim Trieste'ye. Sahilde boş boş gezerken, limanda bulmuştum kendimi. Türk TIR’ları her taraftaydı. Bir şoföre seslenmiştim. Amca burada hep Türk TIR’larının olduğundan başlayıp, oğlunun bu sene orman mühendisliğini kazandığına kadar ayaküstü anlatmıştı. Burayı bulmuş olmam ve gereksiz muhabbetim anlam kazanmıştı. Hemen Viktorja’ya Türk kamyonlarıyla Belçika' ya gidebiliriz diye parladım. Üç saniyelik tereddüt etti ve ardından onunda gözleri parladı. Brüksel’e gitmek için 5 günümüz vardı. Sanki her şeyi biliyormuşuz gibi, düşünmeden ilerledik.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Aynı noktadan ve aynı şekilde bir şoföre 'Merhaba abiii' diye seslendim. Hemen anlattım olayı. Serbest bölgeye girmek yasak ama Türk'e fark eder mi? Şoför atlayın TIR’a dedi ve limanın içindeyiz. Yarım saat bekledik ve bize Avusturya’nın Almanya sınırında olan Sazlburg'a giden bir tır buldular.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> TIR’dayız. Şoför ile muhabbete başladık. Belli bir aradan sonra amca rengini belli etti. Çok saygılı, açık fikirli biriydi.Amca hikayeleri anlatırken, İtalya'nın kuzeyi, Alp Dağları, uzun tüneller, Avusturya ve gece Almanya sınırına vardık. Yirmi dakika önce Belçika'ya giden bir TIR’ı kaçırmışız. Benzin istasyonunda geçireceğimiz gece başladı. Dışarıda ise gördüğüm en şiddetli kar yağışı vardı(Antalyalıyım, hayatımda çok kar görmedim. Bu bir görüş ayrılığı doğurabilir). Benzinlikte Hürriyet gazetesi buldum. Manşette " Avrupa Donuyor." vardı. Tüm uçuşlar iptal olmuş ve Frankfurt havaalanının fotoğrafında herkes yerlere yatmış, uçuşunu bekliyordu. Eyfel Kulesi ziyarete kapatılmış ve soğuk hava Avusturya ve Polonya'ya doğru ilerliyormuş.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> <a href="http://2.bp.blogspot.com/-0gsbUGoKeOc/TX1s4VBmP6I/AAAAAAAAAT4/og3x42nGuP0/s1600/DSCN2873.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://2.bp.blogspot.com/-0gsbUGoKeOc/TX1s4VBmP6I/AAAAAAAAAT4/og3x42nGuP0/s200/DSCN2873.JPG" width="200" /></a> <a href="http://2.bp.blogspot.com/-rbTSJPnWotM/TX1tHqqKjYI/AAAAAAAAAUc/8Xtoq61F6zQ/s1600/DSCN2892.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://2.bp.blogspot.com/-rbTSJPnWotM/TX1tHqqKjYI/AAAAAAAAAUc/8Xtoq61F6zQ/s200/DSCN2892.JPG" width="200" /></a> <span style="line-height: 24px;"><br />
</span> </span><br />
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Sabaha kadar en fazla yarım saat uyuyabildim. Kamyoncular anlattı ben dinledim. Başarısız hayat hikâyeleriyle doluydular. Türkiye'deki milyonlarca insanın hikâyelerine benzer, aile sorunları, maddi sorunları anlatıyorlardı. Hepsi bir şeyler kaybetmişti. Vika ise bu sırada mışıl mışıl uyumaktaydı. Çay ve kahve içe içe sabah oldu.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Saatin 6 olmasıyla kamyoncuların arasına döndük. Onların deyimiyle burası ne Avusturya ne de Almanya’ydı. Burası sınırda ki Türkiye’ydi. Bir karavan tezgah açmıştı. Burada sabah sabah sıcacık mercimek çorbası içtik. Aynen! mercimek çorbası. Üstüne ince belli bardakta çay içince iyice kendimize geldik. Her şey Türkiye'dendi.(Erikli su bile vardı :) ) Yolumuza devam edebilmek için tekrar kamyon arayışına başladık. Herkes yardımcı olmaya çalışıyordu. Durakta duran her kamyoncu gelip birde bizimle konuşuyordu. Herkes bizi tanımıştı. Vika ise bu yardımcı olmaya çalışan insanları hayretle izliyordu.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Şanssızlığımız, aileler gezmeye çıktığı için Pazar günü Almanya'da TIR’ların hareketinin yasak olması. Bugün ise Cumartesi.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Öğlene kadar bizimle aynı yöne giden birini bulamadık. Artık sınırdan bugün geçebilecek son tırlar kalmıştı ve önümüzde 2 seçenek vardı;<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Lüksemburg üzerinden Fransa'ya gidecek bir tır, ya da İzmirli ama hiç gözümün tutmadığı adamla Münih.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">İzmirli, gözüm tutmayanı seçtim. Yola koyulduk. 2gecede üç buçuk saat civarı uyumuştum. Yolda abi bir şeyler anlatıyordu, benim gözler ise kapanıyordu. Sadece bana sorduğu soruların son kelimelerini anlıyor, tekrar tekrar ne sorduğunu soruyordum. Sanrım yolda bir saat uyudum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Öğleden sonra Münih’in sanayi bölgesinde ki mal bırakılacak fabrikaya vardık. Bizim abi işlerini hallediyordu. Bizde Münih şehir merkezine gittik. Çok kalabalıktı. Etrafta görkemli kiliseler ve binalar, dev chritmas ağacı, her yerde christmas için hediyelik eşya stantları vardı. Çok soğuk ve rüzgârlıydı. Fotoğraf çekmekte bile oldukça zorlanıyordum. Gezerken etrafımda ki insanlardan sürekli Türkçe işittim. Her sıcak şarap satıcısının kendisine özgün, güzel bardakları vardı. Üç Türk'e bu bardakları sorduğumda, aralarından birisi ile Antalya’da aynı sokakta oturduğumuzu da öğrendim. Yani Münih’te komşumu bulmuştum.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><a href="http://1.bp.blogspot.com/-0TP2jhrQu2U/TX1tZ9NZAaI/AAAAAAAAAUg/ndUMw0wEj0Q/s1600/DSCN2947.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-0TP2jhrQu2U/TX1tZ9NZAaI/AAAAAAAAAUg/ndUMw0wEj0Q/s320/DSCN2947.JPG" width="240" /></a><a href="http://4.bp.blogspot.com/-sSNyrc2r-dI/TX1tb4UrpYI/AAAAAAAAAUo/teIBf5eWzlI/s1600/DSCN2957.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="320" src="https://4.bp.blogspot.com/-sSNyrc2r-dI/TX1tb4UrpYI/AAAAAAAAAUo/teIBf5eWzlI/s320/DSCN2957.JPG" width="240" /></a></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Soğuk iyice içimize işlemişti. Lüks mağazaların olduğu bir caddeden geçiyorduk. Polisler görmeye başladık. Bir Limuzin geçti. Müzik sesleri gelmeye başladı ve kalabalık göründü. Önde üzerinde ışıklar ve müzik çalan bir minibüs, arkada bando takımı ve yüzlerce Erasmus değişim öğrencisi geliyordu. Bizde aralarına karıştık ve onlarla yürümeye başladık. Bando takımı gerçekten iyiydi. Bizde sallanmaya, ısınmaya, dansa başladık. Güzeldi. Bir anda 3 çakır keyifte Türk'le tanıştık. Hele ki Merve tam anlamıyla uçmuştu. Vika, Litvanyalı olduğunu söyleyince bana Türkçe “Sendemi Litvanyalısın?” diye bile sordu.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">(Not: Buradan Merve ve Arkadaşlarına Sesleniyorum. Burayı okursanız bana ulaşın. Size göndermem gereken fotoğraflarınız var. O günü hatırlamadığınızı düşünerekten; Eğer Avusturya’ya Erasmus’a gitmiş iseniz ve All erasmus Munih’e katıldıysanız, hikayedekiler sizsiniz.<span style="line-height: 150%;">)</span></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Onlar bir bara yöneldi, bizde TIR’ımıza. Şoförümüz Beytullah abi sucuklu kuru fasulye pişirmişti. Acıyı da biraz fazla koymuştu. Tabi bizim gibi acıya alışık olmayan Viktorja azıcık kızarsa da çaresizce yemek zorunda kaldı. Üstüne Beytullah abi meyveleri, viskiyi, çikolatayı açtı ve bitmez sohbet başladı. Abi Saat 4’te uyuyana kadar, eski 3 eşini, 2 çocuğunu ve yeni evlenmek istediği kişiyi baştan sona anlattı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Anca öğlen saat 1’de uyanabildik. Münih merkezine tekrar gitmeyi planlıyorduk. Ama yan tarafa park edilmiş TIR’da ki Yunanlı şoför ile tanıştık. Bize "Arkadaş" diye hitap etti. Güler yüzlü, komik bir adamdı. Arkadaşlarının buraya gelebileceğini ve onlarla gidebileceğimizi söyledi. Bu yüzden merkeze gitmekten vazgeçtik ve başladık beklemeye. Ama ne gelen ne de giden vardı. Kahvaltıydı, çaydı akşam 10 oldu. Ve otoyollar bizi bekliyor! TIR’ların hareket yasağı bitti.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Bizim Beytullah Abi çevre yolunun kuzeyine gideceğine yanlışlıkla güneye gidince yol biraz uzadı. Gideceğimiz yere göre ters yönde ilerliyorduk. Karşı şeritte büyük bir benzinlik gördük ve yönümüzü çevirdik. Ama benzinlikte sabaha kadar hareket edecek hiç tır olmadığından Beytullah abiye bir gün daha katılmaya karar verdik. Bir kez daha ilerleyemeden gece geçirecek olmamız, hayallerimizi suya düşürmüştü.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> İsviçreye doğru, Lieden’ a giden yola devam ettik. Küçük bir kasabadaki fabrikaya mal bırakmaya gidiyorduk. Yollar biraz karışıktı. Bende haritayı kaptım, yardımcı-pilot oldum. Kasabanın karlı sokaklarında tek bir ayak izi yoktu. Fabrikanın nerede olduğunu soracak insan ararken arkadan bir araba belirdi. Gece gece gördüğümüz tek araçtaki adam, tabi ki de Türk çıktı.(Artık her yerde Türk çıkması çok normal geliyor.) Fabrikaya vardık ama tüm gün oturduğumuzdan hiç yorgun değildik. Bizde dışarıda kardan adam yapmaya başladık. Sonunda kardan aile oluşturmuştuk.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Güzel bir uyku çektik. Uyandığımda mallar fabrikaya taşınmıştı. Gece nasıl bir soğuk olduysa, sabah TIR’ın önünde buzdan saçaklar vardı. Neyse ki hava açmıştı ve güneş ile birlikte bize de bir enerji, umut geldi.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><a href="http://4.bp.blogspot.com/-enQO3fLNjA8/TX1t8p5i23I/AAAAAAAAAVg/BzriHywiQn0/s1600/DSCN3088.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="240" src="https://4.bp.blogspot.com/-enQO3fLNjA8/TX1t8p5i23I/AAAAAAAAAVg/BzriHywiQn0/s320/DSCN3088.JPG" width="320" /></a><a href="http://2.bp.blogspot.com/-ztIN3G214ts/TX1t1Q80_WI/AAAAAAAAAVQ/JPzVoKBTBUo/s1600/DSCN3087.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="320" src="https://2.bp.blogspot.com/-ztIN3G214ts/TX1t1Q80_WI/AAAAAAAAAVQ/JPzVoKBTBUo/s320/DSCN3087.JPG" width="240" /></a></span></div>
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> <a href="http://2.bp.blogspot.com/-SsILPy-pVuc/TX1t5O070iI/AAAAAAAAAVU/uEpMx-FlmS8/s1600/DSCN3100.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://2.bp.blogspot.com/-SsILPy-pVuc/TX1t5O070iI/AAAAAAAAAVU/uEpMx-FlmS8/s200/DSCN3100.JPG" width="200" /></a><a href="http://3.bp.blogspot.com/-MmxahP6VFf8/TX1uF4v87mI/AAAAAAAAAVs/N4Yp7zOU3gM/s1600/DSCN3105.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://3.bp.blogspot.com/-MmxahP6VFf8/TX1uF4v87mI/AAAAAAAAAVs/N4Yp7zOU3gM/s200/DSCN3105.JPG" width="200" /></a></span><br />
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><span class="apple-converted-space"> </span> Tekrardan Kuzeye ilerliyorduk. Ulm yakınlarında kahvaltı için mola verik. Burada Kayserili Hacı Abi ile tanıştık. Kahvaltı menümüzde; sucuklu yumurta, çay, Kayseri’den gelen ev yapımı poğaçalar vardı. Hacı abi, Heidelberg'e kadar atiyim sizi dedi. Eminiz, bu akşam Brüksel’e varacağız. Ama? <o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Bıraktığı yerdeki şoförlerin hepsi Doğudaki kentlere gidiyordu. Bir Alman şoför buradan herkes Doğuya gider, yanlış yoldasınız demesiyle harita arayışı başladı. Haritaya bakarken, benzinlikte duran birini gözüme kestirdim. Adam Frankfurt havaalanına gidiyordu. Atladık arabaya. 180km/sa hızla gidiyorduk. Tırlardan sonra adeta akıyorduk otoyolda. Frankfurt öncesi küçük bir benzinlikte indik. Alacakaranlıktı. Fazla tır yoktu. Onlarda bugün hareket edecek gibi görünmüyordu, şoförler uyuyordu. Bizde benzinlikte duranlara sormaya başlamıştık. 20-25 dakika sonuçsuz kalınca ve havanın kararmasıyla azıcık panikledik. Derken iki Alman Dortmund'a gidiyordu. Hiçte İngilizce bilmiyorlardı. Rastgele konuşuyorduk.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Can: Köln?<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Adamlar: Dortmund, Köln.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Can: Köln, Köln?<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Adamlar: Dortmund, Köln, Köln, Dortmund...<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Sonunda bindik arabaya. El hareketleriyle anladığım kadar Köln yol ayrımından önce bizi bırakacaklardı. Uzaktan Frankfurt gökdelenlerini izlerken vardık bir benzinliğe. İner inmez bir Türk TIR'ının karşımda hareketlendiği gördüm. Koşmaz olaydım ama koştum ve yetiştim. Şöför Abi buradan Köln’e giden araba zor bulunacağını söyledi ve bizi Dortmund’a doğru götürmeye başladı. İyi niyetliydi ama sanki yanlış yola, seçeneğe sürüklüyordu. Gittikçe Kuzeye çıkıyorduk. Hakan abi(şoför) İzmirli çıktı(35,5). Türkiye'den koyulmuş yola ve 4 günde hiç aralıksız karayolu ile gelmiş buraya kadar. Şuanda da aracı başkasının adına sürüyormuş. Polis kontrolü olmasından korkarak gidiyordu. Köln 70km levhası göründü. Köln yoluna girmesini ve bizi orada bırakmasını istedik ama risk alamazdı ve istemedi. Köln'ü öylece geçip gitmiştik ve içime iyice bir sıkıntı dolmuştu. Bu arada Şoför Hakan abi günlerdir uykusuz olduğuna bir de kalp hastası olduğunu ekledi. Yani gümbür gümbür gidiyoruz. <o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Dortmund çevre yoluna geldiğimizde, kardan otoyol tıkandı. Hakan Abi telefonla konuşuyordu, Vika uyuyordu, ben de karanlıkta duran arabaların farlarını seyrediyordum. Manzara da harika yani. </span><br />
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Şoför abinin arkadaşı </span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;">Dortmund çevre yolunun bulunduğumuz tarafından Köln' e araba bulamayacağımızı söyleyince daha da kuzeye, Hamm'a kadar gitmeye karar verdik.</span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;"> Bu arada Almanya’da kardan otoyol tıkandı dedim, düşünün artık kar yağışının şiddetini.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Ve Hamm yolu üzerinde bir benzinlikte bu TIR’dan da ayrıldık. Karşıdan karşıya geçmemiz gerekiyordu. Sonunda onu da yaptık. Otoyolda gece yarısı bariyer dinlemeden karşıdan karşıya geçtik. Garajdaki şoförler araçlarının içinde uyuyordu. Bizde benzinlikten çorbamızı aldık. Biz nerede nasıl uyuruz diye plan yaparken benzinlikte çalışan iki bayan, bir anda yanımıza geldiler ve bize uyuyabileceğimiz bir yer gösterdiler. İstediğiniz gibi bu uzun koltukta yatın dediler. Yani Almanca konuştular da, vücut dilleri bana bunu anlattı. Benzinlikte duş alabilecek yer de vardı. Duş alıp, 4 gün sonra kıyafetleri de değiştirince sanki yeni bir insan olmuş gibi hissediyordum. Cuma sabahı Ljubljana'dan </span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;">çıkmıştık</span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;"> yola</span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;"> ve şimdi günlerden Salı ve saat gece 2'ydi. Bir güzel uyuduk, biraz soğuktu ki bunun lafını bile yapmamalıyım.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Saat 5.30 uyanma vaktiydi. Artık günlerim karışmıştı. Hangi günün sabahı, akşamı, neredeydik, hepsi karışmıştı. Herkesle benzer konulardan konuşmaktan kime neyi anlatıp anlatmadığımı karıştırıyordum. Hep memleket muhabeti, politika, şoförlerin çocukları, eski eşleri... <o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Bu sefer benzinlikte hiç Türk TIR’ı yoktu. Diğer şoförlerde almıyordu bizi. Yol kenarında bekledik, olmadı. Benzinliğe dönüp, benzin almak için duran arabalara sormaya başladık. Genellikle Dortmund'a gidiyorlardı. Ama artık Belçika’ya gitmeyen arabaya binmeyeceğiz diye kararlaştırmıştık. Geçte olsa öğrenmiştik bunu.(Tabi Köln’e giden birini bulsak kaçırmayacağımızdan eminim.)<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> 2 gün önceki Kayserili Hacı dayı, muhabbet sırasında Almanya'nın kuzeyinden Polonya ve Litvanya'dan gelen TIR’larının geçtiğini söylemişti. Sıra Vika'daydı. Litvanyalı bir minibüs bulduk.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Litvanyalı beş şoför, internetten alınan arabaları teslim almaya gidiyorlardı. Brüksel’den de geçeceklerdi. Hemen atladık bizde minibüse. Önce Dortmund sanayisine gittik. Sonrasında Hollanda sınırlarına girdik. Komik tiplerdi. Hacı dayı benim çantaya habersiz bir kangal sucuk koymuştu. Çiğ de olsa biraz ikram ettim. Elemanlara tadı çok baharatlı geldi.</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> </span><br />
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Molada Hollanda’ya da bi ayak bastık ve s</span><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;">onunda Belgie tabelası göründü. Elemanlar -17 C soğuktan geldikleri için burada ki güneşli hava, adamlara “vay be, burada hala baharmış” dedirtti.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-fhTY4nzHGX0/TX1uNioHIwI/AAAAAAAAAV0/ESAVvbO9nzk/s1600/DSCN3117.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" height="240" src="https://1.bp.blogspot.com/-fhTY4nzHGX0/TX1uNioHIwI/AAAAAAAAAV0/ESAVvbO9nzk/s320/DSCN3117.JPG" width="320" /></span></a></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><span style="line-height: 150%;"> </span><span style="line-height: 150%;">Sanayilerde biraz daha gezindikten sonra </span>Brüksel çevre yoluna geldik. Bir benzinlikte durduk. Sonunda Brüksel'e mi gelmiştik. Yine otoyolda karşıdan karşıya geçmemiz gerekiyordu. Almanya’da bunu tecrübe edinmiştik ama bu sefer trafik çok yoğundu. Elinde kahveyle bir adam geldi. Benimle başladı Ruşça konuşmaya. Çat pat Rusçamla cevap veriyordum. Litvanya plakalı araçtan indiğimizi görüp, öylesine konuşmaya gelmişti. Neyse ki Viktorja Rusça biliyordu. Adam arabasıyla bizi karşıya geçirebileceğini söyledi. Yola çıktık. Adam Ermeni olduğunu söylediği an, nedense duraksadım. Vika kendisinin Litvanyalı, benimde Türk olduğumu söyleyince ister istemez bir korkuya kapıldım. Üstüne telefonla birileriyle Fransızca konuştu ve fabrikaya gitmesi gerektiğini, dönüşte bizi merkeze bırakacağını söylemesiyle içimde tuhaf bir duygu başladı. Korktum. Türkleri sevmiyor olabilirdi. Sadece 15dakika sürecek dedi. Derken Gent şehri göründü. Gent'i geçtik, Brugge tabelaları çıkmaya başladı. Yarın saat oldu, hala gidiyorduk. Brüksel istemiyordu adeta bizi. Karşı şeritte ise kilometrelerce trafik tıkalıydı. Brüksel’e tam geldik demişken, 70km-80 km tekrar uzaklaştık. Neyse ki korkum yersiz çıktı, fabrikaya uğradık ve dönüş yoluna koyulduk. Brüksel'e yaklaştıkça, sanki her şey bitiyordu. Trafik yoğun olsa da gidiyorduk merkeze. Eve varmış, tatil bitmiş gibi hissediyordum. Aklım, günler birbirine girmiş, bizim Avrupa turu bambaşka bir hal almıştı. Sanki tatilimiz bu 4 gece 5 gündüzdü. Bu arada arabada bir anda Rusçam açılmıştı. Gramersiz, -mekli -maklı konuşuyordum. Gezen bilirmiş ya, Kayserili Hacı abi yolda muhabbet ederken, Ermeni sucuk ve pastırmasından da bahsetmişti. Muhabbetini açtım tabi. Sanki konuştuğum, öğrendiğim, gördüğüm hiçbir şey boşuna değil, hepsi bir işaret, bir amaç içinmiş gibiydi. Her yerde bir söz, bir an yolu gösteriyordu. Bende parçaları takip ederek gidiyordum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><br />
</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Ermeni şoförle bizim yemek muhabbetine, lahmacun, pide de eklenerek yürüdü gitti. Adam, Ermeni sucuk, pastırması sizinkinden daha iyi de dedi. Ama ne diyelim artık. Tam merkeze giderken, yine bir şeyler ters gidecek, şehrin üstünden falan atlayıp geçeceğiz diyorduk. O sırada Brüksel'in meşhur tünelleri başladı. Çok uzundu. Şehrin üstünden değil de, altından geçip gideceğiz diyorduk. Ermeni amcayla 2 saatlik yolculuktan sonra artık Brüksel şehir merkezindeydik. Sonunda Durduk! Gerçekten gelmiştik. Viktorja minibüsten indi. Ardından ben inerken ilk adımımda ayağımın içine basıp burktum. Sanki istemiyordu bu şehir beni. Meydana doğru yürüdük. Parıl parıl parlayan dev bir christmas ağacı, dev katedral üzerine yansıtılan ışık şovu, müzik, kolları açmış ve bize doğru koşan 2 kişi göründü. Biz de koşmaya başladık. Meydanın ortasında kavuştuk. Film gibiydi. Birbirimize sarılmaya, bağırarak konuşmaya başladık. Bunlar Elis ve Iryna’ydı. Beraber yolculuğa çıkmıştık.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-FU4BGq5bAJc/TX1s6rAKghI/AAAAAAAAAUA/ExsPbldPzZE/s1600/DSCN3149.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="150" src="https://1.bp.blogspot.com/-FU4BGq5bAJc/TX1s6rAKghI/AAAAAAAAAUA/ExsPbldPzZE/s200/DSCN3149.JPG" width="200" /></a><a href="http://1.bp.blogspot.com/-NrMIdL-6Z3Y/TX1uSqridLI/AAAAAAAAAWA/RQ9Igbhhne8/s1600/DSCN3144.JPG" imageanchor="1" style="line-height: 150%; margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="150" src="https://1.bp.blogspot.com/-NrMIdL-6Z3Y/TX1uSqridLI/AAAAAAAAAWA/RQ9Igbhhne8/s200/DSCN3144.JPG" width="200" /></a></div>
</div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;"> Hikayenin başında, Ljubljana’dan Trieste’ye gitmek için otostop çekerken, onlar araç bulmuş ve uçağa yetişmişlerdi. Defalarca otostop çektiğimiz yerde, bu sefer iki saate yakın bekleyişe rağmen bize kimseler durmamıştı. Kâğıda Trieste'de yazsam da, Slovence Trst yazsam da olmadı. Sonrasını da biliyorsunuz.</span><br />
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> Burada bizim küçük Avrupa turu macerasının ilk bölümü bitmişti...</span></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-RzGqfmFJ7Bc/Tz790HlZRnI/AAAAAAAABFw/y7b2fgHMP9U/s1600/DSCN3371-1.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;"><img border="0" height="240" src="https://3.bp.blogspot.com/-RzGqfmFJ7Bc/Tz790HlZRnI/AAAAAAAABFw/y7b2fgHMP9U/s320/DSCN3371-1.JPG" width="320" /></span></a></div>
<div style="line-height: 150%; margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<br /></div>
CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-36696537341438882362010-11-06T11:53:00.000-07:002011-03-04T12:01:46.891-08:00<div style="text-align: center;"><b><a href="https://picasaweb.google.com/117104231286764168705/TRIESTE06112010?feat=directlink">Trieste-Italy 06-07.11.2010</a></b></div><embed type="application/x-shockwave-flash" src="https://picasaweb.google.com/s/c/bin/slideshow.swf" width="600" height="400" flashvars="host=picasaweb.google.com&captions=1&hl=tr&feat=flashalbum&RGB=0x000000&feed=https%3A%2F%2Fpicasaweb.google.com%2Fdata%2Ffeed%2Fapi%2Fuser%2F117104231286764168705%2Falbumid%2F5580307022653135041%3Falt%3Drss%26kind%3Dphoto%26hl%3Dtr" pluginspage="http://www.macromedia.com/go/getflashplayer"></embed>CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8177907479438378533.post-29120761491050442982009-04-18T16:04:00.000-07:002011-02-28T17:07:29.592-08:00<div style="text-align: center;width: 480px; "><embed type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" src="http://w871.photobucket.com/pbwidget.swf?pbwurl=http%3A%2F%2Fw871.photobucket.com%2Falbums%2Fab275%2Fcantekin%2FSinop%2Faf6cd622.pbw" height="360" width="480"></embed><b><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;">Sinop - Nisan 2009</span></b></div><div style="text-align: center;width: 640px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><b><br /></b></span></div><div style="width:640px; text-align: center;"><br /></div><div style="width:640px; text-align: center;"><br /></div><div style="width:640px; text-align: center;"><br /></div><div style="width:640px; text-align: center;"><br /></div>CaNhttp://www.blogger.com/profile/02806415054265163826noreply@blogger.com0